Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2009 yılı Temmuz ayından bugüne kadar yayımlamadığı işkolu istatistiklerini, 7 Kasım 2012’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun da gereği olarak, 26 Ocak 2013 günlü Resmi Gazete’de yayımladı.
Yayımlanan işkolu istatistikleri SGK verileri esas alınarak hazırlandığı için hem işkollarında çalışan işçi sayıları hem de sendikalı işçi sayıları açısından gerçek sayılara işaret etmektedir.
Bu kapsamda içlerinde belediye hizmetlerinin de bulunduğu 20 numaralı işkolu “genel hizmetler” işkolunda çalışan işçi sayısı 655.417’dir.
Bu işkolunda belediye hizmetleri dışında bina temizliği ve diğer temizlik faaliyetleri de söz konusu olmakla birlikte işkolunun ezici çoğunluğu belediye hizmetlerinde çalışan işçilerden oluşmaktadır.
İşkolunda sendikalı işçi sayısı yaklaşık 134 bin civarındadır. Sendikalı işçilerin neredeyse tamamı belediyelerde, belediye bağlı kuruluşlarında ya da belediye şirketlerinde istihdam edilmektedir.
Belediye ve bağlı kuruluşlarında çalışan işçilerin istisnalar olmakla birlikte büyük çoğunluğu sendika üyesi olarak çalışmaktadırlar.
Belediye şirketlerinde ise işçilerin sendikal haklarını kullanabilmeleri belediye yönetiminin bakış açısında göre değişebilmektedir. Örneğin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerde işçiler sendikal haklarını kullanabilirken Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerde böyle bir durum söz konusu olmamaktadır.
İşkolu istatistiklerinin belediye hizmetlerinde karşımıza çıkardığı tabloda net olarak yaklaşık 500 bin işçinin sendikal haklardan yararlanamadığı görülmektedir.
TÜİK tarafından 2012 Ekim ayında yayınlanan verilere göre belediyeler, bağlı kuruluşlar ve BİT’lerde çalışan işçi sayısı, geçici işçilerle birlikte, yaklaşık 130 bin civarındadır.
Bu verileri de analize dahil edince karşımıza çıkan soru şudur: Belediye hizmetlerinde doğrudan kamuda istihdam edilen ve sayıları 130-135 bin arasında seyreden işçinin dışındaki 500 bin işçi kimdir ve kim tarafından istihdam edilmektedir?
Bu sorunun yanıtı konuyla ilgili herkesin bildiği gibidir: Taşeron şirketlere ihale edilen belediye hizmetlerinde 500 bin işçi çalışmaktadır.
Yazının başlığındaki soruya yanıt, belediye hizmetleri taşeron şirketlere emanettir.
Belediyelerin asli hizmetleri, yani yerel kamu hizmetleri hukuka aykırı olarak taşeron şirketlere ihale edilmektedir.
Hukuka aykırılık iki boyutludur. Birincisi doğrudan iş kanunu ve belediye kanunundan kaynaklanmaktadır. İş kanunu alt işveren (taşeron) uygulamasını yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde mümkün görmektedir. Belediye hizmetlerinde ihale edilen işlerin çok büyük bir bölümü doğrudan belediyenin asli işi daha da ötesi varlık sebebidir. Bu nedenle taşeronluk iş hukukuna aykırıdır. Diğer yandan belediyelere dayatılan norm kadro uygulaması belediyeleri personel konusunda açmaza sokmaktadır. Belediyeler artan kamu hizmeti ihtiyacı ve nüfus karşısında içine düştükleri personel yetersizliği nedeniyle hizmet satın alma yoluna başvurmaktadırlar. Bu durum belediye özerkliğine aykırıdır. Belediyelere yetki veriliyor edebiyatıyla yapılan Belediye Kanunu belediyelere işçi sömürüsü yetkisi vermiştir.
Hukuka aykırılığın ikinci boyutu doğrudan evrensel sendikal haklarla ilgilidir. Belediye hizmetlerinde çalışan 500 bin işçinin örgütlenme ve toplu sözleşme yapma hakkından oluşan evrensel sendikal hakları iç mevzuat eliyle fiilen ortadan kaldırılmıştır.
Toplumcu belediyecilik fikrini geliştirmeye ve yaymaya çalışan YAYED, toplumcu belediyecilik iddiasında bulunan belediyeleri yerel kamu hizmetlerinde taşeron uygulamasına son vermek için mücadeleye çağırmaktadır.
Taşeronluk kamu hizmetlerinin sürekliliğine ve kamu hizmetinin doğasına aykırıdır. Bu aykırılığa tüm belediyelerin ve yurttaşların dikkatini çekiyoruz.