TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda, sebze ve meyve ticareti ile arz ve talep derinliği bulunan diğer malların ticaretini yeniden düzenleyen kanun tasarısı kabul edildi. Komisyon, tasarıyı alt komisyon raporu üzerinden görüştü. Tasarının adı, ''Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'' olarak değiştirildi. 26 Ocak 2010
HALLER ÖZELLEŞTİRİLİYOR, HİPER MARKETLERİN HEGOMONYASINA DOĞRU
Tayfun Özkaya
İki güne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine yasa tasarısı iniyor. Çok az vakit kaldı. Sözünü ettiğimiz herkesin haller yasası dediği, ancak resmi adı "Sebze ve Meyve ile Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı". Tasarı ilk planda kamuoyuna sebze, meyvede tüketici fiyatlarını büyük ölçüde düşürecek diye tanıtıldı. Ancak komisyon oranındaki %2‘lik düşüşlerin hiçbir etki yaratmayacağı son derece açık. Çünkü bu malların fiyatları üreticiden tüketiciye gelinceye kadar %100 veya %400‘ler düzeyinde artıyor. Üstelik
komisyon oranındaki düşüşten çoktan vazgeçildi.
Diğer yandan taslakta ve kamuoyuna yansıyan açıklamalarda sanki üreticilere ve üretici kuruluşlarına destek olunuyormuş gibi bir izlenim yaratıldı. Örneğin hallerde üretici kuruluşlarına %20, semt pazarlarında ise üreticilere %10 pay ayrılacak gibi. Bunların aslında pek etkileri olamayacak. Buna biraz sonra değineceğim. Ancak bu sis perdesi altında asıl yapılmak istenilen halleri özelleştirmek. Kim bunlara hâkim olacak? Şüphesiz çoğu yabancı olan hipermarket zincirleri. Bugüne kadar halleri belediyeler iyi kötü idare ederdi. Şimdi "serbest rekabeti yaratıyoruz" etiketi altında özelleştirme gerçekleştiriliyor.
Taslağın üçüncü maddesi birinci bendinde "toptancı hallerinin belediyeler ile gerçek veya tüzel kişiler tarafından kurulacağı" belirtiliyor. Aynı madde sekizinci bentte "hal yerlerinin belediyeler tarafından yap-işlet, yap-işlet-devret ve üst hakkı tesisi modelleri ile gerçek veya tüzel kişilere devredilebileceği" belirtiliyor. Dokuzuncu maddede "belediyelerin kurdukları toptancı hallerinin işletilmesini, belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle devredebilecekleri" belirtiliyor. Bu imkânlardan en iyi kim yararlanabilir? Şüphesiz haller dışında da mal alma hakkı verilmiş hipermarket zincirleri.
Üretici Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Abdullah Aysu‘nun da dediği gibi olay tütün pazarlamasına çok benzeyebilecektir. Bildiğiniz gibi tütünde şu anda beşi de yabancı olan sigara fabrikaları piyasaya hâkimdir. Burada serbest rekabet diye bir şey Tekel özelleştirilmeden önce bile kalmamıştı. Tütün tüccarları yabancı şirketler tarafından olsa olsa eksper olarak kullanılmaktadır. Hangi tütünü nereden, ne kadara alıp, şirkete kaça satacakları yabancı şirketlerce belirlenir. Ne kadar sürer bilemeyiz ama bu yasa geçerse hallerde komisyonculuk yapanlar da bir süre sonra hipermarketlerin elemanı düzeyine düşeceklerdir. Kendileri bunun farkındadır. Bütün bunların pek farkında olmayan ise köylülerdir.
TBMM‘de komisyonda yasa taslağındaki üretici kuruluşlarına hallerde bırakılacak yer oranı % 10‘dan %20‘ye çıkarıldı. Hadi Mecliste de %25 yapsınlar. Neyi değiştirir? Geçici maddede boşalacak yerler bu orana ulaşılıncaya kadar üretici kuruluşlarına verilir yazmakta. Yani bu oran istekli çıksa bile uzunca bir zaman sonra gerçekleşebilecektir. Yeni yapılacak hallerde durum değişik olabilir, ancak özel kuruluşlar eski halleri neden genişletsinler? Kaldı ki yer açılması hemen kullanılacağı anlamına gelmez. Kooperatif kuruluşları güçlenmez ise buraları nasıl tutacaklar? Devletin Tarım satış Kooperatiflerine destek olmasının yasa ile yasaklandığı bir ülkede kooperatifler nasıl güçlü olabilir?
Yasa taslağında beşinci maddede kooperatifleri, üretici kuruluşlarını kısıtlayan başka konular da var. Bunlar en son komisyon kararında ne oldu, tam olarak bilemiyoruz. Taslakta beşinci madde ikinci bentte "üretici örgütleri ortak veya üyeleri dışında kalan kişilere ait malları pazarlayamaz, bunların alım ve satımını üstlenemez" denmektedir. Bunlar kabul edilemez. Kooperatifler başka kooperatiflerin mallarını veya ortak dışı üreticilerin mallarını pazarlayabilmelidirler. Üçüncü bentte ise
üretici örgütlerince yapılan satışların vergi mükelleflerine toptan olarak satılması zorunludur" denmektedir. Bu da kabul edilemez. Böyle bir maddeyi holdinglere getirseniz ya. Kooperatifler bu durumda perakende satış yerleri açamaz, üretici veya semt pazarlarında satış yapamazlar. Bu zorbalıktır.
Türkiye‘nin rekabet gücü olduğu açıklanan dört ürün grubundan biri de sebze ve meyvedir. (Diğerleri fındık, bakliyat ve koyun etidir.) Bu alana dünyanın güçlülerinin el atmaması beklenmiyordu.
Bu yasa üreticilere destek olunuyormuş gibi bir görüntünün altında bir özelleştirme uygulamasıdır. Kaybeden köylü, çiftçi, tüketici ve hatta komisyonculardır. Kazanan ise yabancı hipermarket zincirleri olacaktır. Belediyeler niçin sessiz kalıyor? Politikacılar ve çiftçi kuruluşları yeni bir test ile karşı karşıya.