BAŞLARKEN
Önce kendimi tanıtmak istiyorum. Aydın‘ın Söke ilçesinde doğdum. Şimdi yetmiş dokuzuncu yaşımın içindeyim. Aynaya bakmadığım, yürüyüp bir yokuş, bir merdiven çıkmadığım zamanlarda kendimi otuzlu, kırklı yaşlarımda sanıyorum. Bu yaşları seçişim, bir yandan kendimi daha genç duyumsamamdan, bir yandan da epey deneyimli olduğumu (içten içe) kabullenmemden. Öğünmek gibi olmasın!
Evliyim, bir kızım, bir oğlum, ikisi kız üç torunum var.
Kendimi çok alçakgönüllü bulmama karşın, bazen, beklenmedik, belki uygun da görülmeyecek yerlerde, karşı çıkışlarda bulunurum. Beni, karşımdakilerin davranışları etkiler gibidir. Bu da kişiliğimin, ya güçlü olduğunu gösterir, ya da güçsüz..
Kuşkucuyum. Yazarken, elimin altında her zaman bir yazım kılavuzu, birkaç sözlük bulunur.
Yıllar önceydi. Oğlumuz bir çocuk izlencesine çıkacaktı televizyonda. İş dönüşümde ona, değişen bir durumu söylemek için, çekimin yapılacağı yapıya uğramam gerekti. Çekine çekine içeriye girdim. Karşıma, o hafta içinde poliklinikte gördüğüm bir hastam çıktı. Oranın görevlilerindenmiş. Önce ben tanıdım. Gömleksiz olduğumdan o beni birden çıkaramamıştı.. Oğlumu görmek istediğimi söyleyince, hemen önüme düştü, daha hazırlık içinde olduklarını bildiği için, kırmızı ışıklar yanan kapılardan geçirip beni çekim salonuna soktu. İşim çabucak bitmişti. Hastam beni ağırlamak istiyordu. "Doktor Hanım" dedi "bir kahvemi içer misiniz?" Önerisini istekle karşıladım. Bir görevli, bana kahveyi nerede içirebilirdi? Çay ocağında. Beni çaycıyla tanıştırdı. Bir taburenin tozunu kendisi aldı, beni saygıyla oturttu. Kahve pişerken oradan buradan konuşmaya başladık. Çaycı da bize katılıyordu. Hatta daha önce çalıştığım Üniversite Hastanesinde bahçıvanlık yapan ağabeyini de tanıyordum. Kahvemi sıcak içemem. Böylece, oldukça uzun bir söyleşiden sonra, kalkacağım zaman hastam çaycıya döndü, yaşamımda duyduğum en büyük, en önemli övgüyü çıkardı ağzından: " Bak Allah aşkına, hiç doktora benziyor mu?"
İşte, burada da doktorca değil, ama elli beş yıldır uyguladığım mesleğimin gömleğini çıkaramayıp, deneyimlerimi aktararak sizlerle konuşacağım.
Dönüp dolaşıp davranışlar üzerinde duracağım için köşemizin adını Davranış Biçimleri koyuyorum.
Bana yazı yazma önerisinde bulunan değerli Prof. Dr. Birgül Ayman Güler sağ olsun. Kendisine gönül borcu yüklendim. Bu köşe yazarlığı işinin altından kalkabileceğimi umut etmekteyim.
Saygılarımla.
Leziz ONARAN