BÜTÜNŞEHİR KANUNU NE GETİRMEKTEDİR?
13 İlde Büyükşehir Belediyesi ve 26 İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 12 Kasım 2012 günü TBMM’de kabul edildi. İçişleri Bakanlığı’nca hazırlandığı belirtilen kanun tasarısı, 8 Ekim 2012 tarihinde TBMM’ye sevk edilmişti.
Türkiye’de halen 2 bütünşehir (İstanbul ve Kocaeli), 14 büyükşehir, 65 il, 892 ilçe ve 1977 belde belediyesi olmak üzere toplam 2950 belediye bulunmaktadır.
Söz konusu Kanun;
· 13 ile daha büyükşehir statüsü vermekte,
· 27 ili 2004 yılından bu yana İstanbul ve Kocaeli illerinde uygulanmakta olan bütünşehir modeli kapsamına almakta,
· 29 ilde il özel idarelerini kapatmakta,
· büyükşehir olmayan illerde 559 belde belediyesini kapatmakta,
· büyükşehirlerde 1032 belde belediyesi ile 16.082’i köyü kaldırmaktadır.
Bir başka ifadeyle il özel idarelerinin yüzde 36’sı, belediyelerin yüzde 53’ü, köylerin yüzde 47’si kapanacaktır.
Kanun metni 37 ana ve 2 geçici maddeden oluşmaktadır; bu bölüm 21 sayfa uzunluğundadır. Kanun, 64 sayfa uzunluğunda 27 ek liste içermektedir.
Türkiye’nin yönetim sistemini radikal bir biçimde değiştirmekte olan bu yasanın getirdiği değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz:
13 yeni büyükşehir kurulmaktadır:
Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde bulunan il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
Büyükşehir sınırları il mülki sınırı olacak biçimde genişletilmektedir:
"Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır."
2004 yılından bu yana İstanbul ve Kocaeli’de uygulanmakta olan bütünşehir modeli, bütün büyükşehirlere yaygınlaştırılmaktadır. “Pergel” olarak tanımlanan 20-30-40 ve 50 km’lik yarıçaplar içinde varlığını sürdüren büyükşehirler yerine, ilin genelinde görev ve yetki sahibi büyükşehirler kurulmaktadır.
Yukarıda sayılan ve yeni büyükşehir olan 13 ille birlikte, halen büyükşehir belediyesi bulunan 14 ilde daha büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları haline getirilmiştir: Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun.
İStanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır.
Büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde seçim çevresi il sınırıdır.
Nüfusun % 75’i (56 milyon kişi) 29 büyükşehir/bütünşehirde yaşamaktadır.
İlçe belediyelerinin sınırları, ilçelerin mülki sınırı olacak biçimde genişletilmektedir:
13 yeni büyükşehirde 26 ilçe kurulmuştur. Büyükşehir (il) sınırları içinde yer alan ilçe belediyelerinin sınırları, bu ilçelerin mülki sınırlarıdır.
Yasa, 29 ili bütün-il belediyesi ve bütün-ilçe belediyeleri olmak üzere iki kademeli belediye modeli ile yönetmeyi hedeflemektedir:
“Bu Kanunla büyükşehir ilçe belediyesi olan belediyelerce yürütülen su, kanalizasyon, katı atık depolama ve bertaraf, ulaşım, her çeşit yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri, mezbaha, mezarlık ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere personel, her türlü taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım, alacak ve borçları komisyonca ilgisine göre büyükşehir belediyesi ile ilgili bağlı kuruluş arasında paylaştırılır.”
Köyler ve belde belediyeleri kapatılmaktadır:
Yukarıda sıralanan 27 ile bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyeleri kapatılmıştır. Köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak birlikte bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. İstanbul ve Kocaeli il mülki sınırları içerisinde bulunan köyler de kapatılmıştır. Bunlar bağlı bulundukları ilçe belediyesine mahalle olarak katılmıştır.
Büyükşehir olmayan illerde nüfusu 2.000'in altında kalan beldelerin tüzel kişiliği kaldırılarak köye dönüştürülmüştür. Buna göre büyükşehir statüsündeki iller dışında 559 belde belediyesi kapatılmıştır. Düzenleme ilk mahalli idareler genel seçiminden itibaren geçerli olacaktır.
Büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde ayrılma yoluyla yeni bir belde kurulması için belde nüfusunun 100.000'den aşağı düşmemesi ve yeni kurulacak beldenin nüfusunun 20.000'den az olmaması şarttır.
Belediye sınırları içinde nüfusu 500’ün altında mahalle kurulamayacaktır.
Büyükşehirlerin tümünde (29 ilde) il özel idareleri kapatılmıştır:
Mevzuatla il özel idarelerine yapılan atıflar bu Kanun kapsamında tüzel kişiliği kaldırılan il özel idareleri için ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, Hazineye, valiliklere, büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlarına veya ilçe belediyelerine yapılmış sayılır. Tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerine 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve diğer mevzuatla verilmiş olan yetki, görev ve sorumluluklar ilgisine göre bu kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılır ve yerine getirilir. Söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet 5 gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluştur.
Büyükşehir belediyeleri tarım ve hayvancılığı destekleyecektir:
2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun “Büyükşehir ve İlçe Belediyelerinin Görev ve Sorumlulukları başlıklı maddesine şu hüküm eklenmiştir: “Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler.”
Köyde yaşayan vatandaşlar yeni vergi, harç ve faturalarla tanışacaktır:
Kanunda, mahalleye dönüşen köylerde, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılardaki işletmeler ile bu yerlerde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, fırın, kahve, lokanta, pansiyonlar ve büfeler işletme ruhsatı almış sayılacaktır. Bu işletmelerin bulunduğu binalardan, kanunun yayımlandığı tarihe kadar bitirilmiş olanlar da ruhsatlandırılmış sayılacaktır. Tüzel kişiliği kaldırılan köylerde Emlak Vergisi, Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca alınması gereken vergi, harç ve katılım payları 5 yıl süreyle alınmayacaktır. Bu yerlerde içme ve kullanma suları için alınacak ücret, 5 yıl süreyle en düşük tarifenin yüzde 25’ini geçmeyecek şekilde belirlenecektir.
Kadın ve çocuklar için konukevi açmada nüfus koşulu 50.000’den 100.000’e yükseltilmektedir:
Belediye Kanunu’nda nüfusu 50.000 üzerindeki belediyelerde çocuk ve kadınlar için koruma evleri açılması öngörülüyordu. Bütünşehir yasası nüfus koşulunu 100.000’e çıkarmakta ve “koruma evleri”nin adını “konuk evleri” olarak değiştirmektedir: “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk evleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konuk evleri açabilirler.”
29 ilde İçişleri Bakanlığının taşra teşkilatı olarak “Yatırım, İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı” kurulmaktadır:
Büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde kamu kurum ve kuruluşlarının yatırım ve hizmetlerinin etkin olarak yapılması, izlenmesi ve koordinasyonu, acil çağrı, afet ve acil yardım hizmetlerinin koordinasyonu ve yürütülmesi, ilin tanıtımı, gerektiğinde merkezi idarenin taşrada yapacağı yatırımların yapılması ve koordine edilmesi, temsil, tören, ödüllendirme ve protokol hizmetlerinin yürütülmesi, ildeki kamu kurum ve kuruluşlarına rehberlik edilmesi ve bunların denetlenmesini gerçekleştirmek üzere valiye bağlı olarak Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı kurulmuşur.
Bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşları, kaynağını aktarmak şartıyla illerde yapacakları her türlü yatırım, yapım, bakım, onarım ve yardım işlerini bu başkanlık aracılığıyla yapabilirler. Bu işler karşılığı genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince yapılacak kaynak transferleri ödenek aktarması suretiyle, diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak kaynak transferleri ise tahakkuk işlemleri ile gerçekleştirilir. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerince aktarılan tutarlardan yıl içerisinde harcanmayan kısımları ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye; diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca aktarılan tutarları bir yandan genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir, diğer yandan Bakanlık bütçesinin ilgili tertiplerine ödenek kaydetmeye ve yıl içerisinde harcanmayan kısımlarını ertesi yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydetmeye İçişleri Bakanlığı yetkilidir. Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı tarafından, merkezi idarenin adli ve askeri teşkilat dışında taşradaki tüm birimlerinin hizmet ve faaliyetlerinin etkinliği, verimliliği ve kurumların stratejik plan ve performans programlarına uygunluğu ile ilgili hazırlanacak rapor, valinin değerlendirmesiyle birlikte Başbakanlığa ve bu kurumların bağlı veya ilgili olduğu bakanlığa gönderilir. Bu raporlar yıllık olarak hazırlanır ve takip eden yılın şubat ayı sonuna kadar yukarıdaki mercilere gönderilir. Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, afet yardım, acil çağrı, yatırım izleme, rehberlik ve denetim, strateji ve koordinasyon ile idari müdürlükler kurabilir. Gerektiğinde geçici birimler kurulabilir. Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının çalışma usul ve esasları İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığının sevk ve idaresi, vali veya vali tarafından görevlendirilecek bir vali yardımcısı tarafından yerine getirilir. Maliye Bakanlığınca, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının görev ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi için her yıl İçişleri Bakanlığı bütçesine yeterli ödenek konulur.
Genel bütçe vergi gelirlerinden verilen pay oranları değiştirilmektedir:
Genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 1,50’si büyükşehir dışındaki belediyelere, yüzde 4,50’si büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine ve yüzde 0,5’i il özel idarelerine ayrılır. 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listede yer alan mallardan tahsil edilen özel tüketim vergisi hariç olmak üzere, büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 6’sı ile genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine ayrılan payların yüzde 30’u büyükşehir belediye payı olarak ayrılır.” Yüzde 6’lık büyükşehir belediye payının; yüzde 60’ı doğrudan ilgili büyükşehir belediyesi hesabına aktarılır. Kalan yüzde 40’lık kısmının yüzde 70’i nüfusa, yüzde 30’u yüzölçümü esasına göre büyükşehir belediyeleri arasında dağıtılır.”
Kanun, 29 ilde büyük bir tasfiye, devir, tahsis, paylaştırma ve personel nakli işlemlerini beraberinde getirmektedir:
Yasanın gerekçesinde "etkin, etkili, vatandaş odaklı, katılımcı, saydam ve olabildiğince yerel bir yönetim anlayışı" vurgusu yapılmaktadır. Oysa il özel idaresi, belediye, köy ülkemizdeki üç yerel yönetim türüdür ve yasa, 29 il özel idaresini, 1591 belde belediyesini, 16.082 köyü kaldırmaktadır. Bir başka ifadeyle il özel idarelerinin yüzde 36’sı, belediyelerin yüzde 53’ü, köylerin yüzde 47’si yerel halka sorulmadan ortadan kaldırılmaktadır.
Türkiye’de belediye sayısı 2000 yılında 3.228 düzeyindeyken, 2009 yılı yerel seçimleri sonrasında, 2010 yılında Büyükşehir Yasası ve Belediye Yasası’nda yapılan değişikliklerle 2.950’ye indirilmiştir. TBMM’den geçen son düzenlemeyle 1.591 (559’u büyükşehir dışında, 1032’si büyükşehirlerde bulunuyor) belediye daha kapatılmakta, belediye sayısı 1.359’a indirilmektedir. Bu sayıya yeni kurulan ilçe belediyelerinin eklenmesiyle sayı 1.384 olmuştur.
Bu durum AKP’nin iktidarda olduğu 10 yılda belediye sayısının yaklaşık % 60 azalması anlamına gelmektedir.