Peyzaj Mühendisleri Odası tarafından 15 Haziran 2007 tarihinde yapılan basın açıklaması
Peyzaj Mimarları Odası, M.Gökçek ve Meclisinin kötü günden karlı çıkmak politikası içinde olduğunu görmekte ve uyarmaktadır. Melih Gökçek, su sıkıntısını 13 yıllık yanlış kent yönetimi ile kendisi yaratmıştır.
MELİH GÖKÇEK‘TEN
BİR TRAJEDİ-KOMEDYA DAHA
Ankara‘da yaşanan su sorununun suçlusu bulundu! Küresel ısınma...
Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi 18.05.2007 tarihinde toplandı ve 1358 nolu kararı ile dedi ki "Küresel ısınma nedeniyle Ankara‘daki su sıkıntısı için alınacak önlemler....."
Ve her zaman olduğu gibi Sn. Melih Gökçek yine bizi şaşırtmadı ve kendi yönetimi ve yönetim anlayışından kaynaklı bir soruna suçlu buldu.
"Küresel Isınma"...
Büyükşehir Belediye Başkanı bu durumu ranta çevirmenin yolunu da buldu..
"Alo Sulama Hattı"...
Doğru ve bilinçli sulama konusunda Ankara‘ lıyı bilgilendirme ve bilinçlendirme amacını taşıyor görüntüsü veren site ve kamu görevini yerine getiriyor imajını veren bir Belediye...
Hem, bir ülke için stratejik önemi olan yer altı su kaynaklarının hoyratça kullanacaksın hem de tankerle sulama kararı gibi astarı yüzünden daha pahalı bir sistemi de Ankara halkına çözüm diye sunacaksın...
Sn. Melih Gökçek ilk göreve geldiği 1994 yılının Mayıs- Haziran aylarında, Çevre Koruma Daire Başkanlığı‘nda çalışan Peyzaj Mimarları tarafından kendisine verilen brifingte; Ankara kentinin açık - yeşil alanları planlanırken kent yöneticilerinin su üzerine geliştireceği politikaların öneminin altı çizilmişti. Ayrıca çim alan tesislerinin plansız olması ve şehir şebekesi ile sulanmasının teknik önlemlerinin alınması, plansız ve mühendislik fizibilitesi olmayan proje uygulamalarının yapılmaması gerekliliği de kendisine aktarılarak, Ankara kentinin açık-yeşil alanlarından örnekler verilmişti.
202.000 m2 lik alanıyla Ankara‘nın yeşil alan miktarına önemli bir katkısı olan ve "AŞTİ bağlantı yolları" olarak tanımlanan yerin tamamının çim alan olmasının hatalı bir planlama olduğu, yeniden yapılandırılması gerekliliği, günlük su tüketim kapasitesinin çok yüksek olduğu ve şehir şebekesinden yapılan sulama ile çok maliyetli bir alan olması gerekçesi ile çim alan tesisinden derhal vazgeçilmesi gerektiği kendisine anlatılmıştı. Alternatif olarak, aynı alanda yapılacak olan yeni projelendirmede, kademeli olarak çim alanların terk edilmesi ve yoğun çalı ve yer örtücü bitkilerle uygulamanın yapılması gerekliliği konusu kendisine aktarılmış, AŞTİ Bağlantı Yolları alanlarında denemesinin yapılarak kentin tüm yeşil alanlarının tesisinde çim kullanılmamasına özen gösterilmesinin Ankara‘nın su kullanım politikası haline getirilmesinin zorunluluğu hakkında yapılan mühendislik hizmeti de kendisine sunulmuştu.
Ayrıca, sulama sistemleri hakkında verilen brifingte; Ankara Büyükşehir Belediyesi, 1994 öncesi hortumla sulamadan kaynaklı su kayıpları üzerine Otomatik Yağmurlama Sulama Sistemi uygulamalarına geçilerek su kayıplarını önlemeye çalışmış ve sistem değişikliklerine başlanmış iken Melih Gökçek‘in göreve gelmesiyle , belediyenin sorumluluğunda olan tüm alanlarda özellikle cadde, bulvar ve refüj sulamalarında hortumla sulamaya dönülmüş ve su kayıplarında artışa devam ederek Ankara‘nın bugünkü su sıkıntısını önünü açılmıştır.
Peyzaj Mimarlarının gelişen teknoloji ile sulama sistemlerinde Otomatik Yağmurlama Sulama Sisteminin yanısıra; ağaçlandırma alanlarında ,sık çalı dikimi ile kitlesel etki yaratılan alanlarda ve çiçek dikimi yapılmış alanlarda Damlama Sulama Sistemine geçilmesinin acil olduğu ve su kayıplarının önlenmesi için gerekli en etkin yöntem olduğu söylendiği halde duymazlıktan gelinmiştir.
KÜRESEL ISINMA İLE MÜCADELE VE
Anakent Yönetiminin Basiretsizliği...
Ülkemiz ve dünyamızın uzun yıllardır küresel ısınma ve onun ortaya çıkartacağı felaketlerin tehdidi altında olduğu sık sık bizim de gündeme getirdiğimiz bir gerçek.. .
İklim değişiklikleri, karalar üzerinde sıcaklığın önemli ölçüde artması, kasırga, tayfun sayılarındaki artış, sel, su baskınları, çölleşme ve kuraklığın artması, kar ve buzul örtülerinde çekilme, incelme, göllerde kuruma ve küçülme, bitki ve hayvan sayılarındaki azalma küresel ısınmanın yol açtığı bozulmalardır. Ülkemiz de bu sürecin içinde ve bu tehdit ile karşı karşıyadır.
Bunun en önemli göstergesi de 2006 yılında küresel ısınmanın en önemli tetikçisi olan sera gazı salınımında dünya birincisi olmamızdır.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak Çevre ve Orman Bakanı Sn. Osman Pepe‘ye, böyle bir birincilik karşısında ne hissettiğini de sorduk. Ne cevap alabildik ne de alınmış önlemler görebildik.
Atmosfere salınan sera gazları iklim değişikliklerine neden olurken bilim insanları alınması gereken önlemler konusunda tüm insanlığı uyarıyorlar. Tabii, alınacak önlemler konusunda en etkin görev, hükümet edenlere ve yerel yöneticilere düşüyor.
Akademik çevrelerden ve konuya duyarlı kuruluşlar tarafından yapılan tüm uyarılarına rağmen ülke ve kent yöneticilerinin günlük popülist politikaları ve rant hırsı uğruna doğal kaynakları bilinçsizce yağmalaması & buna izin vermesi bugünkü vahim tablonun temel nedenleridir.
Ankara‘daki su sıkıntısının gerçek ve temel sebebi küresel ısınma değil elbette.. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yukarda işaret edilen noktaların temel uygulayıcılarından.. Dolayısı ile sorunun merkezinde kendisi ve yönetim anlayışı yatıyor... "Ben yaparım olur" un sonuçlarıdır bugün gelinen nokta...
Eğer bir kentte, tüm açık yeşil alanlarınız, refüjleriniz, parklarınız şehir şebekesi ile sulanıyorsa; bir kent yöneticisi olarak öncelikli yapacağınız iş yeşil alan miktarını arttırırken beraberinde getireceği su tüketimini düşünmek ve gerekli önlemleri teknik açıdan almaktır. Plansız, öngörüsüz, gündelik popülist politikaların gelip dayandığı noktadır bugünkü tablo ve Büyükşehir Belediye Yönetiminin burada birinci derecede sorumluluğu bulunmaktadır
Küresel ısınma ile mücadelede kent yöneticilerine düşen 3 önemli görev var:
•1. Kentin sulak alanlarını korumak,
•2. Kentin yeşil alan miktarını arttırmak,
•3. Kent içi ve çevresinde ki tarımsal alanları korumak
PEKİ MELİH GÖKÇEK KÜRESEL ISINMA İLE İLGİLİ MÜCADELEDE BİR KENT YÖNETİCİSİ OLARAK NE YAPMIŞTIR?
Kentin doğal ve kültürel olarak var olan sulak alanlarında hiçbir koruma planı geliştirmeyip, Mogan, Susuz Gölet‘te yaptığı uygulamalarla su içinde arttırdığı ötrifikasyonla kaybettiğimiz suyu kirleterek kapasitesini düşürmüştür.
Ankara Çayı Islah Projesi diye bir proje üretmiş olup, projeyi büyük bir gizlilik için de yürütmektedir.
Kentler için yaşamsal veri olan yeşil alan ise ağaçların ve kitlesel çalı gruplarının taç yapısı ile oluşturduğu yatayda ve düşeyde oluşturduğu yeşil iz dir. Çim alanların ise kente ve kentlinin yaşamına katkısı ise sadece görseldir. Kentin yeşil alan miktarı artmıştır evet ama yeşil alandan kastı nedir? Gökçek, hem malzeme gideri, hem işcilik gideri hem de su tüketimi en yüksek olan çim alan miktarını, 1994 de kişi başına 2.5 m2 iken bugün 7.5 m2 ye çıkarmıştır. Üstelik bu çim alanlarını şehir şebekesiyle sulamaktadır. Demek sorun küresel ısınma!!
A.O.Ç kent içinde tarımsal alan olarak yerini almış ve kentin en önemli açık-yeşil alan sistemi olan ve YEŞİL KAMA görevi üstlenerek kentin hava alma koridorunu oluşturmaktadır. Burada da karşımıza Büyükşehir Belediye Başkanı çıkmaktadır. Rant uğruna AOÇ‘ yi Ankara ve Ankaralı‘ dan koparmaya çalışmaktadır Sn. Gökçek...
Ankara‘yı 13 yıldır üst ölçek planı olmadan yöneten ve sonuç olarakta kaynaklarımızın tükenmeye yüz tuttuğu bir belediye başkanı olarak tarihe geçecektir Sn. Melih Gökçek.. Su Polikaları üzerine hiçbir proje ve program üretmemiş, asli görevi Ankara‘nın su kaynaklarının kullanımı, iletimi ve korunması olan ASKİ‘ ye yol ve kavşak yaptırarak kenti bugünkü durumuna getirmiştir Sn Gökçek...
Parçacı projelerle hayatımıza giren, kentin bütüncül olarak planlanması gerekliliği karşısında direnen ve kendi yönetim anlayışının yol açtığı problemlere çözüm değil gerekçeler üreten bir tuhaf başkandır Sn. Melih Gökçek...
Her fırsatı ranta çevirmekte ve bedelini Ankara‘ lıya ödetmekte çok hünerlidir. Yeşil alanların sulanmasında da Ankaralının cebine gözünü dikerek hünerini göstermektedir Sn. Gökçek...
SULAMA.COM adıyla kurduğu sitede "İhtiyacım Olan Suyu Nasıl Belirleyebilirim" diye soruyor.
Bizde kendisine " Kimin ihtiyacı olan su miktarından söz ediyorsunuz " diye soruyoruz. Sitede verilen tanımlamalar ve miktarlar oldukça düşündürücü...
Eğer gerçekten niyetiniz su sıkıntısı karşısında bitkilerimizi korumak ise yönteminiz hem yanlış hem de çok pahalıdır Sn Gökçek...
Şöyle ki:
Ağaçlar başlığı altında; (b)" Kök salımını yapmış belli büyüklüğe ulaşmış " olarak yapılan tanımın teknik olarak yetersizliği (ki burada ağaçların cinsi, yaş-boy ve en önemlisi kök salımı derinliğini bize verecek olan gövde cevresi/çapı ölçüleri verilmeli ve su ihtiyacı buna göre belirlenmeli) ve verilecek su miktarı olan haftada 70 litre miktar belirleme kriterlerini kimin hazırladığını ve bu listelerin kimler tarafından hazırlandığını, hazırlayanlar içinde peyzaj mimarının imzasının bulunup bulunmadığını merak ediyoruz ve soruyoruz...
Teknik olarak; kök salımını yapmış belli bir büyüklüğe ulaşmış bir bitki, artık kendisinin su ihtiyacının büyük bir bölümünü yer altı su rejiminden sağlamaya başlamış bulunmakta olup, kök boğazı çevresi için ihtiyacı bulunduğu su ise kendi cins ve türüne , yaşamını sürdürdüğü bölgenin toprak ve yön durumu ile doğru orantıdadır. Dolayısıyla, Sitede belirlenen 70 lt kriteri tamamen yanlıştır.
Aynı değerlendirme içinde Çalılar başlığı altındaki (b) ve (c) de yer alan eski dikimli çalılar için verilen 40 lt.su miktarı kriteri de yanlış bir bilgilendirmedir ve en önemlisi tüm bitkiler için verilen su miktarı bitki adeti üzerine mi verilmiştir, bu belli değildir. Eğer Belediye tarafından verilen su miktarları bitki adedi üzerine ise Melih Gökçek burada da plansız ve hesapsız bir çalışma yapıp hem suyumuzu yanlış kullanıp daha büyük bir su sarfına yol açmakta hem de vatandaşımızı ve diğer kamu kurumlarımızı maddi açıdan ciddi bir para kaynağı olarak gördüğünü bize göstermektedir.
Çiçeklik Alanlar için verilen m2‘ye 20 litre değil 10-12 lt su yeterli bir miktardır. Burada uyarı amaçlı başka bilgiler de olmalıdır( eğer derdiniz gerçekten halkı bilgilendirmek ise ).Örneğin ; çiçeklerin üzerine su damlacıkları gelmeyecek şekilde sulamanın dipten yapılması....ve eğer gerçekten sorun suyun tasarrufu ise toprak neminin uzun süre kalması için tüm bitkilerin ve çiçekliklerin mutlaka gece sulamalarının yapılması vb gibi....
Sonuç olarak; TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, Sn Melih Gökçek ve Meclisinin kötü günden karlı çıkmak politikası içinde olduğunu görmekte ve kendisini uyarmaktadır.
Melih Gökçek, su sıkıntısını 13 yıllık yanlış kent yönetimi ile kendisi yaratmıştır.
Küresel ısınma yeryüzünün yıllardır mücadele ettiği bir gerçektir.
Kent Yöneticisi olarak göreve geldiği ilk yıllarda beri var olan bu yeryüzü sorunu ile mücadele edecek hiçbir önlem alamayan Ankara Büyükşehir Belediye başkanının bu mazareti bir ironidir, bir traji komedidir.
"Önlem ve çözüm" olarak Ankara‘ lıya sunduğu hizmetlerin, sulama miktarları, suyun akçelendirilmesi ve tankerle sulama gibi dünyanın en pahalı sistemi ile yapmayı planladığı çalışmanın; kamu hizmeti ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, kaynakları insafsızca yok ederek halkımızın geleceğine ipotek koyduğunu kamuoyu ile paylaşırız.
Saygılarımızla.
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
Yönetim Kurulu
http://www.peyzajmimoda.org.tr/