Av.Zühal DÖNMEZ
Anayasa Mahkemesi Ne Dedi? Anlayan Beri Gelsin
Türkiye‘de gündem çok hızlı değişiyor. Bu yılın Mart ayında bir kanun geçti ve bu kanun 862 belediyenin kapatılmasına karar verdi. Yani belediye teşkilatı olan 862 adet yerleşim yeri köy olacaktı. O günlerde çok konuşulan bu konu medya gündeminden düştü ama 862 adet yerde konuşulmaya devam etti. İlk günler ne yapmalıyız diye düşünenlerden bazıları nüfuslarının 2000 nin altında olmadığını ileri sürerek davalar açtı. Bazıları, konu nasıl olsa Anayasa Mahkemesinde deyip beklemeyi yeğledi. Ve nihayet Mahkeme kararını verdi. Gerekçesi henüz açıklanmayan kısa kararın 862 belediye için 3 seçenekli olduğu görüldü. Yani bir madde hakkında "eğer" li karar verildi. Anayasa Mahkemesinin buna benzer bir kararının olmadığını sanıyoruz. 3 madde ve 3 Geçici maddededen oluşan 5747 Sayılı Kanun, Eklere atıf yapıyordu, kapatılanları ilgilendiren Ek de (44) sayılı listeydi.
862 belediyeyi ilgilendiren Geçici 1.maddenin 1.fıkrası şöyle diyor: Ekli (44) sayılı listede adları yazılı belediyelerin tüzel kişilikleri, ilk genel mahalli idareler seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak köye dönüştürülmüştür.
Mahkeme bu fıkra için Oy Çokluğu ile şöyle karar verdi: Yasa‘ya ekli 44 sayılı listede gösterilen belediyelerden,
1- Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar,
2- Yasa‘nın yürürlüğe girdiği 22.3.2008 tarihinden önce 5393 sayılı Yasa‘nın 8. maddesi uyarınca yapılan katılma işlemi ile nüfusu 2000‘in üzerine çıkanlar,
3- "Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilmiş turizm bölge, alan ve merkezleri ve kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri" kapsamında kalanlar ile "Bayındırlık ve İskan Bakanlğı‘nca saptanan 2008 yılı turizm öncelikli yöreler" listesinde yer alanlar,
yönünden Anayasa‘ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 44 sayılı listede kalan bölümün Anayasa‘ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE.
Anayasanın 153.maddesi diyor ki; Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Bu kararla epeyce hüküm tesis ettiğini görüyoruz da kararın usule uygunluğu tartışmasını bir yana bırakalım, belediyeler ne yapmalı ona bakalım.
Eğer 1: 2577 sayılı İYUK‘nun 7.maddesine göre Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gündür, 8.maddeye göre de süreler tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.
Adrese dayalı Nüfus sayımını yapan idare, Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığıdır. Bu kurum kendiliğinden tüm belediyelere sayım sonuçlarını tebliğ etmediğine göre sayıma itiraz etmek isteyen belediyenin dava açma süresi nedir: Birinci seçenek TÜİK‘e başvurmak. TÜİK cevap verirse cevabın belediyeye tebliğinden itibaren 60 gün içinde dava açmak. Belediyenin başvurduğu tarihten itibaren 60 gün içinde TÜİK cevap vermezse 60. günden sonraki 60 gün içinde dava açmak.
Şu ana kadar dava açmış olanlarda bir sorun yok. Peki açmayanlar ne yapacak.
•1) Daha önce sayım sonucunu sormamış ve resmi bir tebligat almamış belediyeler TÜİK‘e başvurarak nüfusunun ne kadar olduğunu sorabilir ve yukarıda açıkladığımız süreler içinde açabilir. (Kanunun yayımı tarihinde öğrenmiştin süreyi geçirdin, diyerek red kararı verecek idare mahkemeleri çıkacaktır, uygulamada sürelerle ilgili Danıştay‘ın farklı kararları bulunmaktadır)
•2) TÜİK‘e sormadan doğrudan doğruya dava açabilir ve öğrenme tarihi olarak son 60 gün içinde bir günü gösterebilir.
•3) Bizim görüşümüze göre; hukuken yerel seçimlerin yapılacağı tarihe kadar tüzel kişilikleri devam ettiğinden tüzel kişiliğin sona erdiği tarihten itibaren 60 gün içinde de dava açılabilir. Yani 28 Mayıs tarihine kadar dava açma hakkı bulunmaktadır. (Bu şekilde düşünmeyen hukukçular da olabilir)
Tabii, Belediyelerin bu kadar beklemeyip hemen dava açmak isteyeceklerini söylemek için kahin olmaya gerek.
Mahkeme, dava açanlar yönünden bu maddeyi iptal ettiğine göre davanın sonucunda belediyenin nüfusunun gerçekten 2000‘e ulaşmadığı ortaya çıkarsa ne olacak. Dava açanlar yönünden iptaline dediğini göre, iptal edilmiş bir hükme dayanarak davayı gören mahkeme nasıl karar verecektir. Görüşümüze göre; Anayasa Mahkemesinin İptal kararı ile kanun hükmü ortadan kalkmıştır, dolayısıyla davanın sonucunun hiçbir önemi yoktur, bu belediyeler kapatılamaz.
Eğer 2: 22.3.2008 tarihinden önce 5393 sayılı Yasa‘nın 8. maddesi uyarınca yapılan katılma işlemi ile nüfusu 2000‘in üzerine çıkanlar, seçeneğine gelince; Mahkeme burada olmayan bir kural daha getirmiştir, çünkü Belediye Yasasının 8.maddesini 4.maddeden ayrı düşünmek mümkün değildir ve bu maddelerde nüfusun 2000‘e çıkmasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır, aksine kıstas 5000‘dir. Tüzel Kişiliğin kaldırılmasını düzenleyen 11.maddede nüfusu 2000‘nin altına düşen belediyelerin müşterek kararname ile köye dönüştürülmesi vardır. Anlaşılan Yüksek Mahkeme oldukça karmaşık ve çelişkili olan Belediye Yasasını henüz anlamamış ve hiç ilgisi olmayan bir şey söylemiş, böylece kendisi de eşitlik ilkesine aykırı bir karar vermiş. Oysa şunu diyebilirdi; belediye tüzel kişiliğinin kaldırılması konusu 5393 Sayılı Kanunda düzenlenmiştir, dolayısıyla bu Kanuna göre işlem yapılması gerekirken özel bir kanunla bazılarını kapatmak Anayasaya aykırıdır. Böyle söylemek çok daha anlaşılır olacakken Mahkeme acaip bir "eğer" yapmış.
Eğer 3: Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanununda şöyle tanımlanmış: Tarihî ve kültürel değerlerin yoğun olarak yer aldığı ve/veya turizm potansiyelinin yüksek olduğu yöreleri korumak, kullanmak, sektörel kalkınmayı ve plânlı gelişimi sağlamak amacıyla değerlendirmek üzere sınırları Bakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ve ilân edilen bölgeleri ifade eder.
Turizm Merkezlerinin tanımı ise şu: Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri içinde veya dışında, öncelikle geliştirilmesi öngörülen; yeri, mevkii ve sınırları Bakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ve ilân edilen, turizm hareketleri ve faaliyetleri yönünden önem taşıyan yerleri veya bölümleri ifade eder.
Bakanlar Kurulu bir yeri/alanı turizm merkezi veya kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ilan edecekse kararında şöyle diyor: Örnek: Ekli I sayılı listede belirtilen ve sınırları krokilerde gösterilen alanların turizm merkezi (veya kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi) olarak ilanı, Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın 1/10/2004 tarihli ve 26669 sayılı yazısı üzerine, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu‘nun 3 üncü maddesi ile 16/4/2004 tarihli ve 2004/7253 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile Turizm Merkezlerinin Belirlenmesine ve İlanına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre, Bakanlar Kurulu‘nca 22/10/2004 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Yüksek Mahkeme yeni davalar açılmasını teşvik eden bir anlayışta görünüyor. Baksanıza hangi belediye bu krokilere giriyor bir de buna bakmak lazım. Mesela Kapadokya KTKGB (24.Grup) Nevşehir‘e bağlı 20 adet belediye (44) sayılı listede var, peki acaba hangileri Kapadokya Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesine dahil? Ha bir de Bakanlar Kurulu kararı ile turizm merkezlerinin sınırlarının değiştirilmesine veya tümüyle kaldırılmasına karar veriliyor, hadi bakalım sor Turizm Bakanlığına ben listede var mıyım diye. Hele Yüksek Mahkemenin sözünü ettiği Bayındırlık listesinden Bakanlığın bile haberi yok.
Bundan sonra ne olacak:
1) Seçimlere kadar Anayasa Mahkemesinin Gerekçeli kararı yayınlanmazsa listedeki bütün belediyeler seçimlere giremez, kapatılması gerekir, çünkü karar RG‘de yayınlanana kadar Kanun yürürlüktedir.
2) Karar yayınlanırsa Kanunlar Kararlar Daire Başkanlığının iptal edilen hükümleri Kanuna işlemesi gerekiyor. Bunun için de İçişleri Bakanlığının kapatılacak belediyeleri tesbit etmesi lazım. Tesbit işi epey uzun sürebilir.
Öneri: 1) İçişleri Bakanlığına başvurup hukuki durumunuzun ne olacağını/olduğunu sorun.
(Gelecek cevap yeni bir dava konusu olabilir.)
2) Yüksek Seçim Kuruluna başvurup seçimlere katılıp katılmayacağınızı sorun.
3) Dava açmamış olanlar, TÜİK‘e başvurup nüfusunuzun ne olduğunu sorun.
(Yukarıda Eğer 1 başlığı altındaki seçeneklere göre dava açılabilir)
4) Kültür ve Turizm ile Bayındırlık Bakanlığına başvurup listelerde/krokilerde olup
olmadığınızı sorun. (Gelecek cevap gene bir dava konusu olabilir.)