Yerel yönetimlerde çalışanlar dört gelişmeyle karşı karşıyalar: (1) Normkadro düzenine geçiş, (2) 145 bin geçici işçinin sözleşmeli yada işçi yapılmaları, (3) Sosyal güvenlik haklarında budanma, (4) İl özel idarelerinin TÜHİS'e üye olmaları.
Normkadro düzeni: Memur ve işçi çalıştırmayı sınırlayıp, yerel yönetimleri ihaleciliğe ve özelleştirmeciliğe zorlayan normkadro düzeni yürürlüğe girdi. Böylece yerel yönetimler kamu idaresi değil şirket gibi çalışmaya zorlandı ve yerel yönetim özerkliği ilkesi büyük zarar gördü. Danıştay bu düzenlemenin yürürlüğünü durdurdu ve ülkemiz için, yerel kamu hizmetleri için, yerel özerklik için bir şans doğmasına yardımcı oldu. Sorun sürüyor. Bu konuyu "yerel istihdam" bölümümüzde işliyoruz.
Geçici işçilik sorunu: Yerel yönetimlerde memurluk ve işçilik düzeni, son yirmi yıldır geçici işçi istihdamıyla altüst edilmişti. Günümüzder bütün kamuda çalışan geçici işçilerin dörtte üçü yerel yönetimlerde bulunuyor. Memurların yapmaları gereken işler bile geçici işçilere gördürülmeye başlanmış, sistem içeriden patlatılmıştı. Kamu kesiminde 207.892 geçici işçi çalıştığı belirtiliyor. Geçici işçilerin 36.659‘u merkezi yönetimde, 26.000‘i KİT‘lerde ve 145.233‘ü yerel yönetimlerde çalışıyor. 2006 yılının Aralık ayında, bunlardan büroda memur işi yaptırılanların "sözleşmeli", diğerlerinin "sürekli işçi" statüsüne geçirilmesi yönünde çalışmalar başlatıldı. Çalışmaların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı eşgüdümünde ilgili kamu kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir teknik komite tarafından yürütüldüğü açıklandı. Önce, tüm geçici işçilerin tümünün sürekli işçiye dönüştürülmesi fikri ortaya atıldıysa da Maliye Bakanlığı ve Hazine, bütçeye maliyetinin fazla olacağı gerekçesiyle buna itiraz etti. Maliye kanadı, kamudaki geçici işçilerden büro hizmetlerinde bulunan ve memurlarla aynı işi yapanların sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesini, işçilerin yürüttüğü hizmetleri yapanların ise sürekli işçi olarak vasıflandırılmasını istedi. Maliye Bakanlığına göre bu düzenleme bütçeye daha az yük getirecek. Bu çalışmalar sonunda bir yasa taslağı hazırlandı. Yasa taslağını "yerel istihdam sorunu" bölümümüzün "haberler" başlığında bulabilirsiniz.
Sosyal güvenlik hakları: IMF ve Dünya Bankası dayatmasıyla sürüp giden "mezarda emeklilik" ve "yüksek prim az hak" esaslarına dayanan yeni sosyal güvenlik yasası, çalışanların sosyal haklarını budadıkça budadı. Sözde memur - işçi - esnaf "eşitliği", en yüksek haklar düzeyinde değil en düşük haklar düzeyinde sağlandı. Yukarıda değil aşağıda eşitlik, ne yazık ki bazı işçi sendikalarınca uygun görüldü. Böylece bu kuruluşlar, işveren tarafının görüşüne ve sözde reformlara destek olduklarını ilan etmiş oldular. Anayasa Mahkemesi, yapılan yasayı büyük ölçüde memurlar adına bozdu. Böylece ülkemiz için bir umut yarattı: Memur hakları korunarak, kamuda ve piyasada işçi haklarını daha da budanmaktan alıkoyma şansı devam edebilecek.