20 Aralık 2008 Paneli Açış Konuşması, Antalya
KENT YÖNETİMİNİ ARIYOR
Kentimiz ve ülkemiz çok sıkıntılı bir dönemden geçiyor!
Kentimiz ve ülkemizin içinde bulunduğu durumu ayrıntılarıyla ortaya koymaya
çalışmayacağım. Burada sadece birkaç başlık halinde düşüncelerimizi ortaya koyup,
konunun enine boyuna değerlendirilmesi sayın panelistlere ve sizlere bırakmak uygun
olacaktır.
Antalya‘da bulunan Demokratik Kitle Örgütleri, Meslek Odaları ve Sendikaların
birçoğunun içinde olduğu, duyarlı kurum ve kişiler bir araya gelerek yerel yönetim
seçimleri sürecine katkı koymaya karar verdiler.
Yerel Yönetim seçimleri sürecinde duyarlı, ilgili ve uzman kuruluşlar ve kişiler
tarafından kamuoyunun bilgilendirilmesini ve taleplerin ortaya konmasını
amaçlıyoruz.
Kente ve ülkeye sahip çıkma bilincinde ve duyarlılığında olan birikimli insanların
oluşturacağı ortak akıl, sorunların tespiti ve çözümüne ışık tutacaktır.
Sorunların çözümü gökten zembille inmiyor. Bir başka deyişle, sihirli değnekle
çözülmüyor sorunlar.
Bir araya gelmekle, el ele, kafa kafaya vermekle, yani ortak akıl ve kararlarla
çözülebileceğini düşünüyoruz.
Bizler sadece seçim zamanında ortaya çıkan kurumlar ve kişiler değiliz. Kentimiz ve
ülkemizle ilgili sayfalar, dosyalar dolusu açıklamalarımız vardır. Böyle salonlarda,
çeşitli alanlarda etkinlik ve eylemlerimizi kamuoyu bilmektedir. Açılmış ve
kazanılmış davaları biliyorsunuz.
365 gün özveriyle çalışan kişi ve kurumlar olarak, şimdi sesimizi daha da yükseltmek
hakkımız ve sorumluluğumuzdur.
Amerika‘dan dünyaya fırlatılan krizden, Irak‘ta Bush‘un kafasına ve tüm Bushlara
fırlatılan ayakkabıdan söz etmeyeceğim.
İyi bir zamanlama(!) ile "Özürlerini" ortaya koyan, bazı özürlü kafalardan, dünyada
ve ülkemizde yaşanan hukuksuzluktan, taşların bağlanıp köpeklerin salıverilmesinden
söz etmeyeceğim.
Bu günkü gündemimiz, yerel yönetimler hakkında düşüncelerimizi açıklamak olacak.
Bu amaçla "Yerele Ulusal Bakış" ana fikriyle, "Kent Yönetimini Arıyor" başlığında
çalışmalar başlattık.
Ulus-devletlerin ve Ulus-devlet anlayışının adım adım yıkıldığı, Kentlerin
Merkezden; hatta kendinden koparılarak, "Yeni kimlik kazandıracağız" deyip
kimliksizleştirildiği bir dönem yaşıyoruz.
Bu nedenle "Antalya‘yı dünya kenti yapacağım, Antalya‘yı Dubai yapacağım" diyenlere
inanmıyoruz, desteklemiyoruz, tebessüm ile bakıyoruz onlara!
Çünkü bizim istediğimiz Dubai değil, BİZİM ANTALYAMIZDIR...
Yerele Ulusal Bakış ana fikrini ortaya koyarken;
Bu bakış içinde olanlar Belediye Başkanı olsun istiyoruz.
Bu bakış içinde olanlar Belediye Meclisi Üyesi, bu bakış içinde olanlar İl Genel
Meclis Üyesi olsun, Muhtar olsun, Aza olsun istiyoruz...
Biz Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, hepimizin derneği olarak, bu çalışmayı
başlatanların başında içinde olmayı sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz.
Başlatma görevini hep birlikte yerine getiriyoruz. Bu yolculukta çerçevenin içini
dolduracak olan, uzman kuruluşlar, duyarlı, bilinçli yurttaşlardır. Eksiklerimizi
hep birlikte gidermek ve çözümler bulmak zorundayız. Süreç akıp giderken, su akıp
giderken seyirci kalmak istemiyoruz.
"Marka Kentler" yaratalım diyerek, kentleri de, ülkeyi de pazarlamaya çalışanların,
kamu yararı ve ulusal çıkarı gözetmeksizin, kentleri ve ülkeyi şirket gibi yönetme
anlayışına katılmıyoruz.
Oy veren, vergi veren, çile çeken Antalyalı oluyor, yaşayan, yararlanan götüren
başkaları oluyor.
Biz Türkiye‘ye Türkiye‘den Antalya‘ya Antalya‘dan bakıyoruz. Brüksel‘den
Washington‘dan değil.
Bizler kentliler olarak pek duyarlılık göstermiyoruz. Örneğin bilgi isteme hakkımızı
hiç kullanmıyoruz.
Bizi yöneteceklere ve yönetenlere, "ne yapacaksın?" sorusu yerine ne istediğimizi
söylemeli ve yaptırmaya çalışmalıyız.
Ne istediğimizi bilmeli, söylemeli, denetlemeli, sorgulamalı ve onları doğru-düzgün
çalışmaya yönetmeliyiz.
Emperyalistler ve işbirlikçi iktidarlar, yoksulluğu yok etmek yerine, yoksul
kitleler yaratıp, yoksulluğu yönetmeyi seçiyorlar! Yaygın değişle balık tutmayı
öğretmek yerine balık vermeyi seçiyorlar!
Seçeceğimiz başkanların ve kadroların bilgili, bilinçli, yurdunu ulusunu seven,
ahlaklı kişilerden oluşmasını talep etmeliyiz. Yapılacak işlerin, kimlerle, hangi
programla ve nasıl yapılacağını baştan sorgulamalıyız...
Aydınlar, uzman insanlar, bu kent ve ülke için söylenecek sözü olanlar siyasi sürece
katılmalı, katkısını ve ağırlığını koymalıdır.
Hepimizin ortak değeri G.M. Kemal Atatürk, duyarlı ve birikimli insanları siyasete
davet etmek, katmak için şöyle diyor:
"Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç; niteliksiz insanlar tarafından
yönetilmeye razı olmaktır..."
İçinde bulunduğumuz topluma, yaşadığımız kente ve ülkeye sahip çıkmak ve hizmet
etmek hepimizin görevi ve hakkıdır... 20.12.2008
MUSTAFA DURNA
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
ANTALYA ŞUBE BAŞKANI