SAV I - AKP yerelden yükselerek merkezi iktidara yerleşmedi. Bu partinin, kendisini siyasal iktidar mevkiine taşıyan bir yerel yönetim başarısı - mucizesi yoktur. AKP iktidarı, kriz ve küresel senaryo ürünüdür.
AKP‘nin yerel yönetimden yükselerek iktidar olduğu söylenebilir mi? Partinin hareketine bakılırsa bunu ileri sürmek güçtür.
AKP 2001 yılının Ağustos ayında kuruldu. Bu yeni parti, görülmemiş bir hızla, kuruluşundan bir yıl iki ay sonra, 2002 yılında hükümet oldu. İlk yerel seçimi ise 2004 yılındaydı. AKP adıyla izlenirse, bu parti merkezden yerele indi. Dolayısıyla, elinde, kendisine merkezi iktidar başarısının yolunu açan bir yerel seçim başarısı yoktur.
Eğer AKP‘nin Refah Partisi/Fazilet Partisi‘nin devamı olduğu düşünülürse, 1999 yerel seçim sonuçlarına bakmak gerekir. 1999 yerel seçimlerinde Fazilet Partisi, 1994 seçimlerinde Refah Partisi vardı. Bu üç farklı partinin son üç yerel seçimde belediye başkanlıkları ve il genel meclisi üyelikleri oyları şöyle olmuştu:
1994- Refah | 1999-Fazilet | 2004-AKP | |
Belediye Başkanlığı | %19,7 | %18,4 | %40,1 |
BŞB Başkanlığı | %22,4 | %23,4 | %46,2 |
İl Genel Meclisi | %19,1 | %16,5 | %41,9 |
AKP çizgisi sayabileceğimiz partilerin seçim sonuçlarının birbirini sürekli bir yükselişle beslediği söylenemez. 1999‘da Fazilet Partisi oyları durgunluk-gerileme göstermektedir; bu tarihte siyasal iktidar bu partinin yer almadığı bir yapıdadır. 2002‘de genel seçimler olmuş, iktidar yeni kurulan AKP‘ye geçmiştir. 2004 yerel seçimler yükselişi, bu partilerin yerel başarılarına değil, siyasal iktidarda olmaya bağlı olarak yükselmiştir.
AKP yerel yönetimlerden yükselerek iktidar olmadı. Tersine iktidar olduktan sonra yerel yönetimlerde yükseldi.
Burada asıl soru şudur: Ağustos 2001 doğumlu bir parti bir yıl sonra nasıl iktidar olabildi?
Birincisi, AKP kriz yaratığı partidir; 2001 krizinin içinden doğmuştur.
İkincisi, bu partinin yükselişi alternatif siyasetlerin yokluğuna ya da bu açıdan başarısızlığa dayanır.
Üçüncüsü ve belki en önemlisi, bu kriz yaratığı fırsatçı partinin yükselişi yerelden değil tersine küreselden doğrudur. Bu parti iktidarını asıl olarak küresel bir tasarıma borçludur.
AKP - yerel yönetim - küresel senaryo ilişkisi, AKP Genel Başkanı‘nın bundan önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması sayesinde kurulmuştur. Yerel yönetim -belediye başkanlığı makamının bu partinin doğuşuna ve iktidara taşınmasına katkısı, kozmopolit İstanbul‘un, bu partinin doğması için uygun ilişkiler ağı sunmasından ibarettir. Yoksa ortada bir yerel yönetimcilik, kentçilik başarısı yoktur.
Refah - Fazilet çizgisinde yerelde sergilenmiş herhangi bir başarıdan söz etmek de olanaklı görünmüyor. Bu partilere mensup yöneticilerce, belediyecilik bakımından geriye bırakılmış kayda değer bir yenilik yoktur. Bu açıdan söze konu edilebilecek bir özellik varsa, o da daha sonra siyasal iktidara yerleşecek kadroların rant yönetimini öğrenmiş, bu açıdan deneyim kazanmış olduklarıdır. Kullanılan yerel zemin, siyaset-tarikat bağlantılarının kurulmasına elverişli olmuş görünmektedir. Günümüzde bu ilişkilerin hukuk-dışı ve yolsuzluktan ibaret ağı birbiri ardına ortalığa saçılmaktadır.
AKP, yakın tarihin ANAP örneğine benzer bir yapıdır; bu parti tarikatlar ve çıkar çevreleri koalisyonudur. Seçimlerde elde ettiği yüksek oy oranlarını, bu çıkar koalisyonunun sözkonusu yapıdan beklentilerine borçludur; yerel yönetimcilik başarılarına değil.