25. Adalet ve Demokrasi Haftası'nda "Bugünü Bilelim Yarını Kuralım" başlıklı oturumumuzla yerimizi aldık. Yoğun katılımla takip edilen oturumumuz Genel Sekreterimiz Serhat Salihoğlu'nun ve Başkanımız Doç. Dr. Süheyla Suzan Gökalp Alıca'nın açılış konuşmalarıyla başladı. Prof. Dr. Birsay Kuruç ve Prof. Dr. Korkut Boratav'ın bizzat katıldığı ve Prof. Dr. Doğan Kuban'ın ise metinle katıldığı oturumunda kolaylaştırıcılık görevini yönetim kurulu üyemiz Tevfik Kızgınkaya üstlendi.
Hem günümüze dair hem de geleceğe dönük olarak birçok konunun ele alındığı oturumda Türkiye'nin toplumsal gerçekliği dünyadaki gelişmeler bağlamında değerlendirildi. İçinde bulunduğumuz koşulların farkında olup eleştirel bir duruş sergilemekle birlikte yakınmanın ötesine geçerek geleceğe umutla bakabilmek için yılmamak ve mücadele etmek gerektiği güçlü bir şekilde dile getirildi.
Hukukun üstünlüğü, devlete ve adalete güven, Cumhuriyet kazanımları, Aydınlanma, planlı kalkınma, devletçilik, kapitalistleşme, değişen yönetim sistemi, laiklik, eğitim, çevrenin korunması, kentleşme-kentlileşme gibi konular ekseninde katkıların verildiği oturumda öne çıkan husus, Türkiye'de Cumhuriyetin kuruluş yıllarında devletçilik siyaseti altında kendine özgü takdire şayan liberal ideoloji kapsamında nitelendirilemeyecek topyekün bir kalkınma başarısı söz konusudur. Bu dönem sonrasında kalkınmadan daha ziyade liberal büyüme anlayışı hakim olmuş ancak Batı dünyasındaki kapitalist birikim dönemleri de Türkiye'ye taşınamamıştır. Türkiye plansız büyüyen, bağımlı, yarı-sanayi, yarı-tarım ülkesi profiline mahkum edilmiştir. Böyle bir tarihsel toplum yapısı içinde, 1970'lerin istisnai durumu dışında, Cumhuriyet'in Aydınlatmacı kesimleri, işçi sınıfıyla ilerici bir birliktelik içinde olamamıştır. Bu birlikteliğin sağlanamamasından ötürü Türkiye iktisadi, siyasi ve kültürel açıdan gerici egemen sınıfların eline bırakılmıştır. Buradan çıkış yolu, bu birlikteliğin sağlanarak Cumhuriyet'in kazanımlarını günümüz koşullarında yeniden yorumlamak ve hem kentte hem kırda toplumsal ilişkilere kolektif bir üretkenlik katabilmektir.