AOÇ parçalandı,
Havagazı Fabrikamız yıkıldı,
Maltepe Pazarı yıkılan fabrikanın arazisine göç etti,
O Pazar yerine “MALLTEPE” adlı ‘mal’ yani AVM konduruldu,
Su Süzgecimiz, üç dört ay önce yerle bir edildi,
Çubuk Barajımız kaderine terk edildi,
Kayaş-Bayındır Barajımız 'Mavi Göl' oldu,
Atatürk Bulvarımız, battı-çıktılara dönüştü,
ODTÜ Ormanı tırtıklandı,
Gökdelenler dikildi, ufkumuz daraldı,
Akşam erken inmeye başladı,
Kaldırımlarımız otopark, sokaklarımız otoyol oldu,
Hipodrom'daki AKM panayır yerine dönüştü,
Gençlik Parkımız başkalaştı,
İçimizi, dışımızı AVM'ler kuşattı,
Derelerimizin, çaylarımızın üstleri örtüldü,
Akarsularımızın boğazına ilmekler geçirildi,
Dörder şeritli yollar açıldıkça daha zor ulaşır olduk
Kentin merkezine, Kızılay'a…
AOÇ arazisinin en hakim tepesindeki orman tıraşlandı, ses çıkaramadık,
Hektarlarca AOÇ arazi içindeki Orman eski Bakanlığı orman alanı üstünde Başbakanlık yerleşkesinin temeli atıldı, sadece havadan görüntülerini seyrettik,
Yerleşkenin içinde “Akıllı Binalar”, her tür saldırıya dayanıklı devasa bloklar yükseldi, teknolojinin vardığı aşamayı kutsadık,
AOÇ’un dört bir yanını Kuzey’inden Güney’ine, Batı’sından Doğu’suna dörder şeritli Oto-Yollarla ördük ‘ON YIL’dan da kısa bir sürede, Cumhuriyetimizin 90. yılında övünülecek pay çıkardık,
AOÇ arazisinin Batı’sını sınırlayan Anadolu Bulvarı ile Doğu’da eski Hayvanat Bahçesi, AOÇ’nin Kuzey’ini oluşturan Ankara Çayı ile Güney’indeki Türk Traktör Fabrikası arasında kalan binlerce dekarlık düzlükte Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük oyun ve eğlence kompleksi olan “muazzam” bir “tema-park” olacak ANKAPARK’ın 2014 yazında açılışının yapılacağını muştuladı Sayın Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı, Ankara’ya yazın gelmesini iple çeker olduk,
Ankara’nın beş bir tarafından kente giriş ana arterleri üzerinde, şimdilik üstleri branda bezleriyle kapalı, “Şehir Kapıları” ufkumuzu daraltırken, brandanın (örtünün) altındakini merak eder olduk,
Kentin orasında burasında, mimari açıdan bu topraklardaki kökleri dikkate alınmadan, sorgulanmadan, kime, nasıl ve hangi ölçütlerle ihale edildikleri bilinmeyen “SAAT KULELERİ” ortaya çıkmaya başladı, saatlerimizi onlara göre ayarlamaya başladık, (bakınız bir de, XIX. yüzyıl sonlarında Anadolu’nun çeşitli kentlerinde yapılan saat kulelerine…),
Çelik Kafes Eskişehir Yolu kıyısında, “ARMADA” AVM’si karşısında yolumuza taştı, trafiği engelledi, kent merkezine girişi boğazladı, biz ise boynumuzu büktük, gırtlağımızı büzer olduk, yutkunduk,
Milli Kütüphanemizin karşısına, İnönü Bulvarı’na GÖKKUŞAĞI adlı bir orta şerit yerleştirildi, ‘kuşak’taki Halk Ekmek’ten evimize somun götürdük,
Kızılay semtine adını veren Kızılay Genel Merkezi’nin değerli binasını yıktılar, meydanı daraltan AVM inşaa ettiler, açılan kafelerde 'coffee’lerimizi yudumlarken Güvenpark’taki anıtı mesken tutan güvercinleri seyrettik,
Gölbaşı’nı kente bağlayan Konya Yolu kıyısındaki vadiyi doldurdular, akan cılız derenin üstünü örttüler, sırtını dayadığı şevdeki ODTÜ Ormanı’ndan bir iki sıra ağaçları kestiler, çamları devirdiler, bir dizi onlarca bağımsız villadan oluşan “Samanyolu” projesini! hayata geçirdiler, bir süre sonra buradaki mağazalardan alış-veriş yapar olduk, kebapları yutar olduk,
Ankara Kalesi çevresindeki ve Bentderesi kıyısındaki eski Ankara yapılarını, Roma döneminden kalma tarihi eserleri, yüzlerce yıllık mahalleleri ya yaktık ya da yerle bir ettik, açılan alanda hizmete giren ve yüzlerce minibüsün depolandığı duraklarda iş çıkışı kuyruğa girdik,
Meydanlarımızın çapları birer birer boğazlandı, Bulvarlarımızın kaldırımları daraltıldı, yürüyemez, soluklanamaz olduk, yere sağlam basmayı, nefesimizi idareli kullanmayı öğreneme çabasını sürdürdük,
Mamak ve çevresine on yıllardır içmesuyu sağlayan Kayaş-Bayındır Barajı devreden çıkarıldı, “Mavi Göl” rekreasyon alanı yapıldı, semt sakinleri olarak sık sık sularımızın neden kesildiğini sorgulamadık, hafta sonları Mavi Göl çevresinde mangalları yeller olduk…
Metroda göçtük,
70 Gün Alt Geçiti'nde mahsur kaldık,
Eskişehir Yolu yanıbaşında, Beytepe deresine can verdik,
Asfalt yarıldı sıkıştık,
Kaldırım aradık yola vurduk, telef olduk,
Doğalgaz borusu çatladı akşamüstü,
Kömür sobasısızdırdı geceyarısı körpe yaşamlar yitirdik,
Akpınar'da, Keçiören'de, Etlik'te yer kaydı sarsıldık,
İçmesuyu boruları patladı, kenti su bastı,
Güven Park'ta şehit verdik Başkent'in orta yerinde...
Utanıldığı için mi kapandı,
yoksa kapandığı için mi utandı dersiniz, derelerimiz?
Utanmadan, lafı dolaştırmadan dobra dobra diyorum ki;
Suç Bende...
Hasan AKYAR
Manşet Fotoğrafı: www.sendika.org