PEYZAJ MİMARLARININ HEM DE BİR MESLEKTAŞINDAN GELEN BİLİRKİŞİ RAPORUNU KABUL ETMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
AOÇ alanı üzerinde Kentsel Dönüşüm !!!! adı altında her türlü toplumsal değerlerimize ve hukuka aykırı işlem tesisinde Başbakanlık konutu olarak tariflenen ancak saray niteliğinde yükselen "AKSARAY" BİLİRKİŞİSİ ikiye bölündü.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak; AOÇ-Orman Genel Müdürlüğü arazisi hepimizin Gazi Yerleşkesi olarak bildiği alan üzerinde yükselen Başbakanlık Konutu yapımını ret ediyor, ulusal karakterini yerle bir edecek her türlü kararın, oluşumun , siyasi iradeye hizmet eden bilim insanlarını , bilim ve tekniği halkın çıkarlarından başka bir oluşuma hizmet etmeye izin vermemeye bir kez daha davet ediyoruz.
Bu gün kazandığınız makamlar ve cübbeler memleketiniz değerlerine sahip çıkmanız için bir senettir. TMMOB Peyzaj Mimarları Odası‘nın 2006 yılından itibaren takip ettiği her türlü plan değişiklikleri ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Plan hükümleri / plan notları ile ilgili hukuk mücadelesini görmezden gelemezsiniz.
AOÇ, bu ülkenin bağımsızlık mücadelesini veren , kurtuluş savaşı tanıklarının mirasıdır.
AOÇ bu ülkenin sömürgenlere değil, halkının kalkınmasının rol modeli olduğunu göremeyenlere , AKSARAY‘ın AOÇ yi koruyacağı!!!! düşüncesinde olanlara; bu ülkenin korunması için diplomasını senet gören peyzaj mimarlarının da var olduğunu unutmamaları gerekmektedir.
Peyzaj Mimarlığı disiplinin ihtisas alanlarını tarihe iz bırakmış ve toplumsal bellekte ulusal bir kavram değeri yaratmış alanların korunması, izlerinin taşınması ile birlikte kentsel makro formada doğal değerleri ile fiziki anlamda da korunması gereken ekolojik eşiklerin ülke ve halkın çıkarları doğrultusunda planlanması ve tasarlanması –uygulamalarının takibidir.
Hele ki bu alanlar bir de ülkesinin bağımsızlığının simgesi ise, bilimi ve tekniği sömürgenlere değil halkının ve memleket topraklarının çıkarları lehinde kullanılmasından yana mücadelenin simgesi ise, sizler; bilim insanları, halkınızın çıkarlarına rağmen olacak bir işlemin tesis edilmesine izin veremezsiniz.
Tam da bu değerlerin birlikteliğinin simgesi olan AOÇ gibi biricik değerimiz üzerinde 2006 yılından itibaren üzerine oynanan oyunlar üzerine Odamız, TMMOB ye bağlı ve ilgili meslek disiplinleri olan Mimarlar, Şehir Plancıları, Ziraat ve Çevre Mühendisleri Odası ile birlikte hem AOÇ`nin bütününde hem de Bakanlar Kurulu kararları ile plan bütününü bozabilmek adına elinden gelen her şeyi yapabilecek kadar ülke değerlerini rant ve talan değerleri ile yer değiştirerek sermayeye ve gerici ideolojilerine hizmet edenlerle mücadele etmektedir. Odamızın elindeki tek güç bilim ve teknikten aldığı bilgisi ile memeleketine hizmet etmektedir. Çünkü diplomalarımızın ülkemize kaşı olan borcumuzdur.
Odamız ; MO; ŞPO; ZMO ve ÇMO ile birlikte 27 Nisan 2012 tarih ve 28276 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan "T.C. Başbakanlık Gazi Yerleşkesi (OGM) Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" ilan edilmesine ilişkin 2012/3074 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay 6.Dairesi nezdinde dava açmış olup, 19.09.2013 tarihinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Prof. Dr Cengiz Acar, Doç.Dr. Hatice Ayataç, Doç Şevkiye Sence Türk, Prof. Dr. Sevgi Yılmaz, Doç. Rahmi Erdem`in oluşturduğu bilirkişi heyeti birbiri ile bütünleşmeyen iki farklı değerlendirme yapmıştır.
Prof.Dr Cengiz Acar, Doç.Dr. Hatice Ayataç, Doç Şevkiye Sence Türk`ün değerlendirmeleri özet olarak;
1. Dava konusu bakanlar kurulu kararı ile Tarihi Çekirdek Alanın bu kısmı güvenlik gerekçesiyle kamuya açık olarak kullanılamayacaktır. Planlamada bu alanlara ne gibi fonksiyon verileceği belirsizdir. Hiyerarşik planlama sisteminin devreden çıkması ile birlikte dava konusu alandaki bu kısmın kullanımının idarenin bu geniş takdir yetkisine bağlı olacağı, bu takdir yetkisinden doğan imar kararlarının denetiminin nasıl sağlanacağı belirli değildir.
2. AOÇ yerleşim planı ve tasarımıyla özgün ve özel bir kentsel mekan projesi olması ve aynı zamanda doğal peyzajının çorak bir arazide gerçekleştirilmesiyle özgün niteliktedir.
3. AOÇ sadece kentsel tarımı değil kültürel yaşamı da kurgulayan bir modernite projesinin yaşandığı en canlı örnektir.
4. Kent belleğinde iz edinmiş sadece Ankara`da yaşayanlar için değil, Türkiye`nin diğer yörelerinde yaşayanlar için de kentsel anlama sahip bir alandır.
5. Üst ölçekte Koruma alanı olarak tanımlanmış alanın kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenmesi anlamlı değildir.
6. Dava konusu karar AOÇ`nin bütününü koruma yaklaşımını zedelemektedir.
7. Dava konusu tesisin mimari projesi yakın çevresindeki tarihi değerlerle ilgilisinin özgün bir kentsel tasarım projesi, rehberi ile bütünleşmemektedir. Kitlesiyle çevresindeki tarihi yapılaşmanın önüne geçmektedir.
8. Bilimsel olarak kabul edilebilmesi güçtür.
9. Şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırıdır.
Prof. Dr. Sevgi Yılmaz, Doç. Rahmi Erdem‘in değerlendirmeleri özet olarak;
1. Üst ölçekli plan ile alınan kararlar nazım planlar uygunluk göstermektedir.
2. Koruma mevzuatına aykırı değildir.
3. Dava konusu alan için üretilen lokal mevzii çözüm uygulanabilir.
4. Başbakanlık tesislerinin halka açık kullanıma sahip olmaması işlevin kamusal özelliğini ortadan kaldırmamaktadır.
5. Kamu kullanımından çıkarılmaması ile kamu yararına uygun kullanılacaktır.
6. Mutlak koruma zorunluluğu gerektirecek kaynak değerleri gözlemlenmemektedir.
7. Fiziki uygulamalar kent estetiğini olumsuz yönden etkileyecek boyutta değildir.
8. Şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygundur.
Beş kişiden oluşmuş Bilirkişi Heyetinin farklı iki görüş vermesi düşündürücüdür.
Prof.Dr Cengiz Acar, Doç.Dr. Hatice Ayataç, Doç Şevkiye Sence Türk hazırladığı raporda "Şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırıdır, Kent belleğinde iz edinmiş sadece Ankara`da yaşayanlar için değil, Türkiye`nin diğer yörelerinde yaşayanlar için de kentsel anlama sahip bir alandır. Üst ölçekte Koruma alanı olarak tanımlanmış alanın kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenmesi anlamlı değildir." Sonucuna varırken, Prof. Sevgi Yılmaz, Doç. Rahmi Erdem ise Atatürk Orman Çiftliği için " Mutlak koruma zorunluluğu gerektirecek kaynak değerleri gözlemlenmemektedir. Kamu yararına uygundur" demektedir.
Binlerce ağacın kesilerek yaklaşık yarım aşıra yaklaşan bir sürede kendi içinde hazırlamış olduğu biyolojik yaşam ve kent ekosistemine katkısı tartışmasız olan AOÇ`nin hektarca alanında betonlaşmasında özellikle bir peyzaj mimarı olan Prof. Dr. Sevgi Yılmaz`ın ve Doç. Dr. Rahmi Erdem‘in (-ki AKP`den Mersin Erdemli Belediye Başkanı Aday adayı olduğunu bilgisini alımş olduğumuz ) bir kamu yararı olmadığını iddia ediyor olması Odamız tarafından kabul edilemez.
Peyzaj Mimarlığı mesleğinin biricik temsilcisi Odamızın yıllardır süren mücadelesine, bilimsel raporlarına, Çevre ve Şehircilik ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığına Unesco`ya başvuruda bulunulması için sayfalarca raporlar hazırlayan ve ülkesinin kurtuluş mücadelesine, bağımsızlığına, tarımdan sanayii geçiş ile ülke kalkınmasın rol modeli olan AOÇ`nin planlanması ve tasarlanmasına kulaklarını tıkayanlar bilim adına konuşmamışlardır. Bunun kabulü mümkün değildir.
Sevgi Yılmaz ve Rahmi Erdem`in diğer 3 bilirkişiden farklı görüş vermelerini tarih yargılayacaktır.
Her iki Bilirkişi Heyet üyesinin vermiş oldukları rapor Atatürk Orman Çiftliği`nin yok edilmesine ortak olmaktır.
Bu gün geldiğimiz durum Bilimsel bilginin iktidarı değil günümüz siyasetinin yandaşlığı iktidarıdır.
Bütün bu kararları ve onay verenleri tarihe not düşüyoruz.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulu olarak, peyzaj mimarı lisansı ile akademik unvan taşıyan Prof. Dr. Sevgi Yılmaz`ı ülke gerçekleri ile mesleki gerçeklerini birbirinden ayrılmaz bütünlüğü içerisinde hareket etmesi, AOÇ gibi hem doğal varlık hem kültür varlığı hem de tarihsel misyonu ile bir miras değeri olan bu değerli alan için vermiş olduğu raporunu kesin bir dille ret ettiğimizi bildiriyor ve raporunu geri çekmesini talep ediyoruz.
Kamu "kime yarar kime zarar" diye soruyor ve bir kez daha her iki bilim insanını tartışmaya ve kamuoyu vicdanına davet ediyoruz.
10.Dönem Yönetim Kurulu