Türkiye’nin dört bir yanından barış umudunu yeşertmek için geldiler; katledildiler.
Mesela 9 yaşındaki çocuğunu da aldı geldi Batman’lı bir yurttaşımız; barış içinde bir ülkede yaşamak ümidiyle…
Mesela Suruç’tan geldi bir öğretmenimiz, eşiyle, kızıyla, kardeşiyle…
Malatya’dan geldi gencecik insanlarımız, umutla, coşkuyla…
Mesela, dışardan Ankara’ya gelen arkadaşlarını Gar önünde karşılayarak onlarla barış için halaya durmak istedi Birleşik Taşımacılık Sendikası üyesi kardeşlerimiz…
Adana’dan geldiler, İzmir’den geldiler, Van’dan, Diyarbakır’dan geldiler…
Denizli’den Uşak’tan geldiler, Şanlıurfa’dan Mardin’den, İstanbul’dan geldiler…
Barış içinde yaşamak istedikleri için, silahların gölgesinde yaşamak istemedikleri için, kanlı pusulara, kalleş tuzaklara dur demek için geldiler…
Hasan Hüseyin’in Kızılırmak şiirindeki “ne de çok özlemişiz gökyüzüne kansız bakmayı” dizesini pankartlarına yazarak geldiler çocuklarımız…
Gökyüzü barış isteyenlerin, ölümlere artık yeter diyenlerin kanıyla boyandı…
Bu katliamın faillerini tam olarak bilmiyoruz. Ama her yurttaşın canı en başta devlete emanettir, yurttaşın can güvenliğini sağlayamayan devlet bu katliamdan sorumludur; sorumsuz davranan devletin meşruiyeti de sorgulanır.
Bu katliam sorgulanırken dış politika da gündeme gelmek zorundadır. Siyasi iktidarın tarihsel gerçeklerden uzak ve maceracı, uluslararası hukukun evrensel ilkelerinden uzaklaşan dış politikası bu tür kanlı eylemlerle kendilerini var eden terör çetelerine de zemin hazırlamıştır.
Bu katliam sorgulanırken ortadan kaldırılan hukuk devleti de gündeme gelmek zorundadır. Hukuki güvenliğin sağlanamadığı, bağımsız bir yargı sisteminin kurulamadığı bir ortam getirilerek hukuk devleti ilkesi yok edilmiştir. Bu sistem ile artık Türkiye’nin demokratik bir ülke olarak tanımlanması söz konusu değildir. Evrensel hukuk ilkeleri bağlamında Türkiye ağır bir hukuk ve demokrasi sorunu içindedir. 7 Haziran sonrası olaylar ve olgular bu sorunu somut olarak göz önüne sermiştir.
Suçluyu bulamayan, yargılayamayan, hesap soramayan ve bütün bunları hukuk içinde ve bağımsız yargı eliyle ifa edemeyen bir devlet hukuk devleti olamaz.
Devlet bu biçimde yönetilemez; bu yönetme tarzı toplumu ayrıştırır, demokratik siyaseti etkisizleştirir, devlet aygıtını kıyıcı yapar, yönetim biçimini diktatörlüğe dönüştürür.
Çözüm, bağımsızlık temelinde, ulusal ve evrensel birikimin ışığında laik ve demokratik hukuk devletinin kurulmasıdır.
Bu katliamda yaşamlarını yitiren tüm yurttaşlarımız için derin bir üzüntü içindeyiz. Şu anda aramızda olmayan bu güzel insanlarımızın aileleri, arkadaşları ve dostlarının büyük acılarına ortağız. Hepimizin başı sağ olsun.
YAYED Yönetim Kurulu
