YAYED’in “kamu idare, kurum ve kuruluşlarında geçici iş pozisyonlarında çalışanların sürekli işçi kadrolarına veya sözleşmeli personel statüsüne geçirilmeleri, geçici işçi çalıştırılması ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun tasarısı”na ilişkin görüşleri...
•1- Tasarının 1.maddesinin son paragrafındaki "2006 yılı içerisinde usulüne uygun olarak vizesi yapılmış geçici iş pozisyonlarında toplam 6 ay ve daha fazla süreyle çalışmış olan geçici işçileri kapsar" düzenlemesi ile Kanunun kapsamı belirlenmektedir. Kapsam içine sadece 2006 yılında toplam 6 ay vizeyle çalıştırılan işçilerin dahil edilmesi, Nisan 2006‘da belediyelerde norm kadro ile ilgili olarak çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararı gerekçe gösterilerek işten çıkarılan çok sayıda işçiyi kapsam dışına atmaktadır. Ayrıca ve daha da önemli olarak, daha önce Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun süresi belirli iş sözleşmesi ile çalışan ve iş akdi birden fazla yenilen işçilerin iş sözleşmelerinin belirsiz süreli iş sözleşmelerine dönüşmesi yönündeki kararı ve 4857 sayılı İş Kanunu‘nun 11. Maddesi düşünüldüğünde Tasarının kapsam maddesinin dar tutulduğu anlaşılmaktadır. Çünkü önceki yıllarda vizeli çalıştırılan ancak 2006 yılında sadece vize sorunu nedeniyle 6 aydan daha az süre ile çalıştırılan işçilerin kapsam dışına çıkarılması başta İş Kanunundaki düzenleme ile çelişmektedir.
Bu konuda Kanun, İş Kanunundaki çerçevede düzenlenmelidir. Aksi halde kamu işyerlerinde iş sözleşmeleri birden fazla yenilenerek çalışmış durumda olan binlerce işçi, sadece 2006 yılında toplam 6 ay çalışan işçilerin kapsama alınması nedeniyle, kapsam dışına atılmış olacaktır.
•2- Kapsamı daraltan bir başka düzenleme, Türk Ticaret Kanununa göre belediyeler tarafından kurulan şirketlerde çalışan işçilerle ilgilidir. Bu kapsamdaki belediye şirketleri, çoğunlukla, belediyeler tarafından Belediye Kanunundaki istihdam ile ilgili kısıtlamaları aşmak amacıyla kurulmuştur. Bu şirketler belediyelere doğrudan kanunla yüklenen belediye hizmetlerini yürütmek üzere kurulmuştur ve burada çalışan işçiler de belediye hizmetlerinde çalışan işçilerdir. Belediye şirketlerinde çalışan işçiler belediye istihdamının temel unsurlarından biri olmakla birlikte Kanun kapsamında değerlendirilmemiştir. Bu sorun çözülmeden belediye istihdamında yaşanan sorunlara kalıcı çözüm bulunamaz.
Bu konudaki önerimiz bu tür şirketlerde çalışan işçilerin de kapsama alınmasıdır. Daha somut olarak ifade etmek gerekirse, belediyelere kanunla verilmiş görev ve hizmetlerle ilgili olarak kurulan belediye şirketlerinde çalışan işçiler belediyelerin ya da bağlı kuruluşların bünyesine alınarak kanun tasarısı kapsamına alınabilir. Belediye şirketi işçilerinin belediye işçileri olarak değerlendirilmesi yönünde Tasarı‘da yapılacak bir düzenlemenin belediye hizmetlerinin niteliğinin artmasına, belediye hizmetlerinin hizmet bütünlüğünün sağlanmasına katkı sağlayacağı tartışmasız bir gerçekliktir. Böyle bir düzenleme belediye şirketlerinin kuruluşuna da bir standart getirmiş olacaktır.
•3- Kanun Tasarısı‘nın 2/c maddesine göre il özel idareleri, belediyeler, bunların kurdukları veya üye oldukları mahallî idare birlikleri ile müessese ve işletmelerinde ve belediyelerin bağlı kuruluşlarında çalışanların sözleşmeli personel ya da sürekli işçi kadrolarına geçirilmeleri öngörülmektedir. Oysa buralarda çalıştırılanlar, 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında göre ancak memur ya da sözleşmeli personel olarak çalıştırılabilirler ve bu yetki 5393 sayılı Kanun‘a göre belediye meclislerine verilmiştir. 5393 sayılı Kanun‘un 49/c maddesi kapsamında değerlendirilebilecek personelin doğrudan sözleşmeli personel ya da sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi Belediye Kanunu‘nun ihlali ve belediye meclislerinin yetkilerinin gasp edilmesi anlamına gelmektedir.
Bu konuda Kanun düzenlenirken dikkat edilmesi gereken bir başka konu da şudur: belediyelerde çeşitli teknik mesleklerde vizeli çalışan işçilerin sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi esasen sürekli kamu hizmetlerinde çalışanların sözleşmeli personel statüsü adı altında belirli süreli çalıştırılması anlamını taşımaktadır. Oysa bu mesleklerde çalışanlar sürekli kamu hizmetlerinde mesleklerini sürdürmektedirler. Sürekli kamu hizmetlerinde çalışanların yıllık sözleşme ile sözleşmeli personel statüsünde çalışmaya zorlanmaları kamu hizmetinin niteliği ile çelişmektedir. Bu nedenle Kanun düzenlenirken kamu hizmetinin niteliği ile çelişmeyecek düzenlemeler yapılması esas olmalıdır.