İş çevresi dernekleri, vakıfları, ama daha önemlisi varlıklarını Anayasa'dan alan meslek kuruluşları, hukuk devleti ilkesini sarsan açıklamalar yapıyor. İş çevrelerinin özçıkarları uğruna başlıca güvencemiz olan yargı organlarını yıpratmaya yönelik tutumunu kınıyoruz. Kalkınma ajanslarının yargılanma sürecini daha da büyük bir dikkatle izliyoruz....
AJANSÇILAR HUKUKA KARŞI
Avrupa Birliği (AB) kaynaklı Kalkınma Ajanslarını kuran yasa, Anayasa Mahkemesi‘ne dava edilmişti.
Yasanın Anayasa‘ya uygun olup olmadığının belirlenmesi için açılan dava sürerken, davalık yasanın yönetmeliği çıktı.
Yönetmelik de Danıştay‘a dava edildi. Danıştay, yönetmeliğin yürütülmesini durdurdu ve yasanın Anayasa‘ya aykırılığı görüşünü ilan etti.
Yasaların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimi, bir devletin "hukuk devleti" olarak tanımlanmasında temel sayılan mekanizmaların başında gelir. Yürütme organı, bürokrasi, kamu kurumları, yarı kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, dernekler, vakıflar ve vatandaşlar, hukuk devletinin bu en temel mekanizmasını dikkate almak ve işlerliğini sağlamakla yükümlüdürler. Bu köklü değer sarsılırsa, toplumsal yaşamda bireyler de kurumlar da güven içinde çalışamazlar.
Bu açık gerçek, basın-yayın organlarına yansıyan haberlere bakılırsa, ciddi bir biçimde yara almaktadır. Dünya Gazetesi‘nin verdiği habere göre, bir kısım iş dünyası temsilcisi, Danıştay‘ın Kalkınma Ajansı‘nı hukuka uygunluk bakımından sorunlu gören kararını şöyle değerlendiriyor:
"Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Celal Beysel, Danıştay‘ın kalkınma ajanslarıyla ilgili kararını, "uyanıkken kabus görmek" olarak değerlendirdi. Danıştay 10. Dairesi‘nin Kalkınma Ajanslarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin yürütmesini durdurmasına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, bu kararı eleştirerek, "Tamamen kamu kontrolü alanda yönetilecek olan kalkınma ajanslarının bile ülkeyi böleceğinden korkuluyorsa, ciddi bir anlayış farkı içindeyiz demektir" diye konuştu."
Bu açıklamayı büyük talihsizlik olarak görüyoruz. Danıştay yargılamasını "korkular", "kederler", "sevinçler", "inançlar" üzerine yapmaz. Ülkemizin baş tacı yüksek mahkeme, yalnızca hukuk kurallarına göre davrandığını defalarca göstermiştir. Danıştay gibi bir kuruma yönelik bu haddini aşmış değerlendirmeyi kınıyoruz.
İzmir‘den iş çevresi temsilcileriyse, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı ile İzmir Ticaret Borsası Başkanı, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı Başkanı, yargı sürecini dikkate almaksızın açıklamalar yapıyor.
"İzmir Kalkınma Ajansı (IZKA), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘nin (TMMOB) başvurusu üzerine Danıştay 10. Dairesi‘nin Kalkınma Ajanslarının Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik‘i iptal etmesine rağmen, çalışmalara devam edecek ve nisan ayında proje kabul etmeye başlayacak."
Hukuk devleti, yurttaşlar için vazgeçilmezdir. İzmir‘den gelen bu açıklama, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu kimliği taşıyan "sanayi odası", "ticaret odası" başkanları kaynaklıdır. Kamu kurumu niteliğine sahip olan iş dünyası temsilcilerinin bu ilkeyi zedeleyen, değersizleştiren açıklama ve tutumlarını anlaşılmaz ve kurumsal nitelikleriyle bağdaşmaz buluyoruz.
Tüm kurum ve kuruluşları, bağımsız yargıya layık olduğu saygıyı göstermeye çağırıyoruz.
YAYED Yönetim Kurulu