İller Bankası değişikliği (1) yerel altyapının ulusal planlamasını, (2) yerel yatırımda kamu krediciliğini ortadan kaldırmak demektir. Yerine (1) yerelde küresel çıkarların kovalanması, (2) batı bankalarıyla aracılarının pahalı borçlandırması yerleşecektir. Bu iki büyük çöküş, İller Bankası personelinin heba edilmesiyle başlayacaktır. MEMUR-SEN adlı kuruluş bunu görmediğini ilan edip, değişikliği desteklediğini açıkladı. Bu kuruluşu tarihin şaşmaz adaletine havale ediyoruz...
MEMUR-SEN, İller Bankası personelinin başka kurum personelinden daha düşük maaş aldığını; yeni statüyle bu durumun ortadan kalkacağı izlenimi yaratıyor. Ama birşeyi unutuyor: 3200 kişilik İller Bankası personelinden geriye kaç kişi kalacak?
MEMUR-SEN, İller Bankasının tasfiyesinin "Ülkemize... hayırlı olacağı" düşüncesiyle destek verdiğini söylüyor. Amerika ortaklıklı Avrupa tekellerinin köy meydanında değneksiz dolaşacakları bir ortamın elbette hayrı vardır; ama Türkiye‘ye değil...
İşte MEMUR-SEN mektubu:
KONU : İller Bankası Yasa Tasarısı 27/02/2007
İLLER BANKASI ÇALIŞANLARININ DİKKATİNE
TBMM Plan Bütçe Alt Komisyonunda görüşülmekte olan "İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun Tasarısı" ile ilgili olarak Sendikamızca yapılan araştırmalar ekte gönderilmiştir..
Kanun tasarısının Ülkemize ve çalışanlarımıza hayırlı olacağı düşüncesiyle, Sendikamızca yasalaşmasını destekliyoruz.
Bilgilerinize arz olunur.
Bayındır Memur-Sen
Komisyon
1) Bankanın Mevcut Yapısı
İller Bankası, Yerel Yönetimlerin her türlü alt ve üst yapı, proje, harita, imar planı ve diğer işlerinin yapımına yardımcı olmak ve bunların kredilendirilmesi amacıyla 1945 yılında 4759 sayılı kanunla özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişiliğe haiz bir banka şeklinde kurulmuştur. İller Bankasının Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı‘nın 1990 yılında almış olduğu kararı ile mevduat toplama yetkisi olmayan Kalkınma Bankası statüsünde olduğuna karar verilmiştir. İller Bankası 631 sayılı kanunda belirtilen kurum, kurul, enstitü, teşebbüs ve fon statüleri arasında sayılmamıştır. Öte yandan 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre KİT kapsamı dışında tutulmuştur. Dolayısıyla klasik anlamda yatırımcı bir kuruluş olmayıp, yerel yönetimlerin talepleri doğrultusunda onlar adına faaliyet yürüten bir Kalkınma ve Yatırım Bankasıdır.
Ancak bu statü ücret yönünden banka çalışanlarının en düşük seviyede kalmasına neden olmuştur. Çünkü KİT sayılmadığı için KİT tazminatı, mevduat toplayan banka sayılmadığı için Bankacılık Tazminatı, kurum, kurul, enstitü, teşebbüs ve fon statüsünde sayılmadığı için sözleşmeli ücret alma hakkından da mahrum kalmış olup şu anda kamu kurum ve kuruluşları ile kamu bankaları arasında en düşük ücreti İller Bankası personeli almaktadır. Yeni düzenleme ile banka personel ücretlerinin diğer benzeri kuruluşlarda çalışan personel ücretleri seviyesine çıkarılması gerekmektedir.
Tüm bu statüler incelendiğinde, İller Bankası‘nın hizmet yönünden yerinden yönetim şeklinde örgütlenen bir kamu kurumu (Kalkınma ve Yatırım Bankası) olduğu mutlaktır. Buradaki kamu kurumu kavramı klasik bir idari kuruluş ve ekonomik girişim niteliğinde statüleri içeren geniş bir yelpazeyi içermektedir. Ancak, bunu devlet ve yerel idareler dışında kalan kamu tüzel kişileri olarak tanımlamak gerekir. Hizmet bakımından yerinden yönetimin en önemli avantajı yürütülen kamu hizmetlerinin görülmesinde uzmanlaşmayı gerektirmesidir. Uzmanlığın gereği gibi görülmesi ve yerine getirilmesi için bu kuruluşların bağımsızlığa, bağımsızlığın gereği olarak da özel bütçeye ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla bu tanım kapsamında İller Bankası kâr amacından çok hizmet amaçlı %100 devlet sermayeli kamu kurumu niteliğine haiz bir Kalkınma ve Yatırım Bankasıdır.
2) Belediyeler Fonu
2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi gelirlerinden pay verilmesi hakkındaki kanuna göre belediyeler fonuna %3 oranında pay aktarılmakta ve bu pay da İller Bankası kanalı ile belediye yatırımlarında kullanılan önemli bir kaynaktı. Bugünkü fiyatlarla bu kaynağın tutarı yaklaşık olarak 2,5 milyar YTL (2,5 katrilyon TL) tutmaktadır.
Bu fon 1993 yılında öncelikle Genel Bütçe kapsamına alınarak işlevsiz hale getirilmiş olup, daha sonra da peyderpey azaltılmış ve 2002 yılında ise tamamen ortadan kaldırılmıştır.
Belediyeler fonunun kaldırılmasının İller Bankası kanunu ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.
Belediyeler fonunun kaldırılması ile İller Bankası gerek belediyeler nezdinde, gerekse kendi ödemelerinde malî yönden sıkıntıya düşmüş, 2001 yılında Belediyeler fonundan aktarılması gereken 56 milyon YTL‘nin Bankaya aktarılamaması sonucunda Bankanın finansman yapısı bozulmuş, piyasaya borçlanmış ve o tarihte kredi veremeyecek duruma düştüğü gibi maaşları ödemede dahi zorlanmıştır. Banka bu durumdan ancak 4751 sayılı mahsuplaştırma kanunu sonucunda kurtulabilmiştir. 2003 yılından itibaren sermaye artışıyla ve rasyonel kredi uygulamaları ile banka düzlüğe çıkartılmıştır.
3) Yeniden Yapılanma
a) İller Bankası‘nın yeniden yapılandırılması DPT tarafından hazırlanan Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı‘nda (1996-2000) "Özerk ve gerçek bankacılık kurallarını uygulaması, yatırım bankası olarak ihtisaslaşması gerektiği" önerisi,
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı‘nda (2000-2004) "İller Bankası‘nın yeniden yapılandırılması gerektiği" önerisi,
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından her yıl düzenlenerek TBMM‘ye sunulan raporlarda belirtilen "İller Bankası biran önce yeniden yapılandırmasını tamamlamalıdır" önerisi
Bankanın faaliyet raporlarının görüşüldüğü TBMM KİT Komisyonunun her yıl dile getirdiği "Yeniden yapılanmanın daha fazla uzatılmadan biran önce bitirilmesi gerektiği" önerisi doğrultusunda Banka, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu‘na tabi olması nedeni ile, bu kanunun 7. maddesinde belirtilen "Anonim Şirket şeklinde kurulması" şartı, 77. maddesinde belirtilen "Kalkınma ve Yatırım Bankaları, bu kanunun 54, 55, 56, 57, 61, 63, 64, 106 ile 129. maddeleri, 130. maddesinin (a) bendi, 131 ila 142 maddeleri hariç olmak üzere diğer hükümlerine tabidir" hükmü, Geçici Madde 3‘te belirtilen "Bankalar ve Finansal Holding Şirketleri durumlarını, bu kanun hükümlerine 1 yıl içinde intibak ettirmek zorundadır" hükmü gereğince çağdaş, etkin ve verimli bir yapıya kavuşturulmak amacıyla yeniden yapılanmaya gidilmesi gerektiği, bununla yeni mevzuatlara uyum sağlanması hedeflenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Dünya Bankası, İller Bankası‘nın 3‘e bölünerek (Müşavirlik, Teknik ve Bankacılık) yapılanmasını bir raporla önerdiği ve yapılanmayla ilgili hibe yardımında bulunacağını ilettiği, bu önerilerin İller Bankası tarafından kabul edilmeyerek dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.
IMF‘nin İller Bankası ve yeniden yapılanması ile ilgili bugüne kadar hiçbir önerisinin olmadığı anlaşılmıştır.
b) İller Bankası 4759 sayılı kendi kanunundaki tanıma uygun olarak 1990 yılında Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından Kalkınma Bankası olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre mevduat kabul etmeyen Kalkınma ve Yatırım Bankası anlayışı ile ve ülkemizde diğer örneği bulunan Türkiye Kalkınma Bankası yeni yapılanmada örnek olarak alındığı anlaşılmıştır.
Devlete ait kalkınma ve yatırım bankaları Türkiye Kalkınma Bankası ve Eximbank örneğinde olduğu gibi kendi alanlarında uzmanlaşmış ticari faaliyetleri olmakla beraber, daha çok hizmet amaçlı olarak kurulmuşlardır.
İller Bankası yeni yapılanmada Bankacılık Kanunu‘ndaki tanıma uygun olarak mevduat toplayamayan Kalkınma ve Yatırım Bankası şeklinde örgütleneceğinin, birinci amacı yerel yönetimlere kendi uzmanlık alanıyla ilgili olarak hizmet götürmek olacağı anlaşılmıştır.
İller Bankası yeni yapısıyla çağdaş bir yönetim anlayışı içinde ve daha seri hareket kabiliyeti ile ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet göstereceği anlaşılmıştır.
4) Bankanın Teknik Yönü
İller Bankası yerel yönetimlerin alt ve üstyapı konularında ihtisas sahibi kalkınma ve yatırım bankasıdır. Dolayısıyla, kendisini alt ve üstyapı gibi teknik konularda uzmanlaştıran bir bankanın bunu terk ederek sıradan bankacılık yapmayacağı anlaşılmıştır.
İller Bankası yerel yönetimlerin alt ve üst yapılarında uzmanlaşmış tek ulusal bir kalkınma ve yatırım bankasıdır. Ülke geleceğinde çok önemli bir yer teşkil eden bu tür yatırımların daha da geliştirilmesi ve hizmetlerin daha etkin ve verimli bir şekilde yerel yönetimlere ulaştırılması ancak böyle bir bankayla mümkün olacağı düşünülmektedir.
Yeniden yapılanmayla birlikte bankanın teknik yönden de güçlendirilmesi kaçınılmazdır. Çünkü yeniden yapılanma neticesinde bankanın teknik iş yükünün çok fazla artacağı ve mevcut teknik elemanların buna kâfi gelmeyeceği anlaşılmaktadır.
Yeniden yapılanma ile birlikte halen bankada çalışan 1100 teknik personel için 1100 adet uzman teknik personel kadrosu tahsis edildiği öğrenilmiş olup, böylelikle tüm teknik elemanların nitelik ve ücret yönünden layık oldukları seviyeye çıkarılacağı ümit edilmektedir.
Yeniden yapılanma ile birlikte bankanın teknik birimleri çağın gereklerine ve teknolojik gelişmelere uygun olarak yeniden düzenlenerek ve bunlar arasında bilimsel ve teknolojik gelişmelerin takibi için AR-GE ile Eğitim birimi de kurulmasıyla teknik birimler daha da güçlendirilmelidir.
Çünkü yeniden yapılanma neticesinde bankanın yerel yönetimler nezdinde yürüttüğü proje sayısı artmış olacak ve bu projelerin izlenmesi ve kontrolü müşterek kontrollük gereği teknik elemanlarımız tarafından yürütüleceği ümit edilmektedir.
5) Banka Personelinin Özlük Hakları
Bankanın yeniden yapılanmasında halen yürürlükte olan diğer örnek kanun ve yönetmeliklerden istifade edildiği anlaşılmıştır. (Türkiye Kalkınma Bankası Kanunu vb). Nitekim tasarının 4. maddesi ile bankada çalıştırılacak personelin statüsü 14.10.1999 tarih ve 4456 sayılı Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketi‘nin kuruluşu hakkında kanundan birebir alındığı, "Banka hizmetlerinin gerektirdiği görevler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmayan sözleşmeli personel eli ile yürütülür şeklindedir. Banka personelinin hizmete alınması, nitelikleri, atanma, ilerleme, yükselme, görevden alınma şekilleri, görev ve yetkileri, disiplin esasları, yükümlülükleri, unvan ve sayıları Devlet Personel Başkanlığı‘nın görüşü üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir." şeklinde dizayn edildiği görülmüştür. Kanun taslağı usul yönünden 15.Kasım.2000 tarih ve 4603 sayılı, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Emlak Bankası Kanunu esas alınarak çerçeve yasa şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Bu şekildeki bir düzenleme pratikliği yönünden uygun olarak mütalaa edilmiş olup, yasa taslağı içerik ve esas yönünden de ülkemizde örneği bulunan Türkiye Kalkınma Bankası Kanunu‘na göre düzenleme yapıldığı görülmüştür. Kanun taslağı çerçeve yasa şeklinde düzenlendiği için görev, yetki, ücret, hesap ve gelirleri ile bankanın işleyişi ile ilgili diğer düzenlemeler detaylı bir şekilde Ana Sözleşme‘de yapılacağı anlaşılmıştır. Öte yandan banka personelinin özlük hakları yine Kalkınma Bankası örneği esas alınarak Devlet Personel Başkanlığı‘nın görüşü üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile çıkartılacak yönetmelikle düzenleneceği, personele ilişkin güvence bu yönetmelikle hüküm altına alınacağı anlaşılmıştır. Mevcut personelden memur olanların sözleşmeli duruma geçirilmeleri halinde Emekli Sandığıyla ilişkileri emekliliklerine kadar korunmuş olup, müktesep hakları güvence altına alındığı görülmüştür. İşçi personelle ilgili olarak ise tamamen kendi özgür iradeleri ile hareket etme imkânı sağlandığı görülmüştür.
6) Banka Personel Sayısı
Bankada yasanın çıkması arifesinde 2007 başı itibariyle idari ve teknik olmak üzere toplam 80 adet yeni eleman alındığı öğrenilmiştir. Yine yasanın çıkması ile birlikte 100 adet uzman yardımcısı alınması planlandığı öğrenilmiştir. Kanun taslağının Geçici Madde 5‘de belirtilen "Bankada sözleşmeli olarak çalışmak isteyen ve bu istekleri banka tarafından uygun görülenler" hükmünün bankada yetişen uzman ve banka geleneğinden gelen diğer elemanlarla bir ilgisi bulunmadığı öğrenilmiştir. Bunun amacının, özelleştirme uygulamaları neticesinde bankamıza atamaları yapılan mesleki ve aldığı eğitim durumu nedeniyle bankamızla ilgisi bulunmayan ve aldıkları aşırı ücretlerle bankadaki çalışma barışını bozan personelin değerlendirilmesi ile ilgili bulunduğu öğrenilmiştir.
Bunlar arasında petrol mühendisi, maden mühendisi, koruma ve güvenlik görevlisi, metalürji mühendisi, idari şef, endüstri mühendisi, kimya mühendisi, fizik mühendisi ve bu gibi bankamızın çalışma alanı ile hiçbir ilgisi ve alakası olmayan meslek branşlarından atamalar yapılmış olup bu kişiler atıl vaziyette durmaktadırlar. Öte yandan birçoğu sözleşmeli kuruluşlardan gelmeleri itibari ile ücret yönünden de banka personelinden çok yüksek miktarlarda ücret almaları nedeniyle bankadaki çalışma barışı büyük oranda bozulduğu düşünülmektedir.
Örneğin;
- Telekomünikasyon AŞ‘den gelen bir mühendis 2.625 YTL alırken aynı düzeydeki bir banka mühendisi 1.437 YTL
- Ziraat Bankası‘ndan gelen bir müfettiş 2.641 YTL alırken, bankamız müfettişi 2.049 YTL,
- Telekomünikasyon AŞ‘den gelen bir müfettiş (eski gn. md yrd) 5.774 YTL alırken, bankamız müfettişi 2.049 YTL,
- Telekom AŞ‘den gelen uzman yardımcısı 2.238 YTL alırken, bankamız elemanı 1.326 YTL,
- Telekom AŞ‘den gelen bir idari müdür 2.882 YTL alırken, bankamız elemanı 1.325 YTL,
- Telekom AŞ‘den gelen idari uzman 1.958 YTL alırken, bankamız idari elemanı 1.003 YTL,
- Telekomünikasyon AŞ‘den gelen bir koruma ve güvenlik görevlisi 2.049 YTL alırken, bankamız elemanı 1.009 YTL,
- Telekomünikasyon AŞ‘den gelen bir teknisyen 2.522 YTL alırken, bankamız teknisyeni 1.003 YTL,
- Telekom AŞ‘den gelen bir araştırmacı 3.894 YTL alırken, bankamız elemanı 1.632 YTL,
- Telekomünikasyon AŞ‘den gelen bir başmühendis 2.776 YTL alırken, bankamız başmühendisi 1.448 YTL,
Almakta olduğu tespit edilmiştir.
Öte yandan;
- Kalkınma Bankası‘nda bir şube müdürü 3.333 YTL alırken bankadaki bir şube müdürü 1.452 YTL,
- Kalkınma Bankası‘nda bir mühendis 3.133 YTL alırken bankadaki bir mühendis 1.448 YTL,
Almakta olduğu tespit edilmiştir.
Bu ve buna benzer birçok örnekten görüleceği üzere, bankamız çalışanları konularında uzmanlaştıkları ve bütün işlemleri yaptıkları halde, özelleştirme kanalı ile gelen ve bankamız faaliyeti ile ilgili bulunmayan elemanların almış oldukları ücretler arasındaki uçurum bankadaki çalışma barışını tamamen bozmuştur. Bu tablodan da görüleceği üzere; genel müdür, genel müdür yardımcısı ve icracı birim olan daire başkanından daha fazla ücret alan özelleştirme elemanları bulunmaktadır. Böyle bir ortamda çalışma barışını bu şartlarla tesis etmek mümkün bulunmamaktadır. Yeni kanunla Yönetim Kuruluna verilen bahse konu yetki, tamamen bankanın aşırı ücret farklılığı nedeniyle bozulan çalışma barışının yeniden tesisi ile nitelikli elemanların korunması gerekmektedir.
7) Bankanın Sermaye Yapısı
Sermaye yapısının Hazineye devredilmesi ile belediye ve il özel idarelerine %5‘lik pay kesintileri yapılmayacağı için, gelirlerinde önemli bir artış sağlanacak ve toplamda 1 milyar YTL (1 katrilyon TL) kaynak aktarımı sağlanacaktır. Böylelikle belediyeler daha kolay yatırım yapma imkânına kavuşacaklardır. Zaten birçok belediyenin isteği de pay kesintisinin İller Bankasına yapılmamasıdır. Kaldı ki sermayenin Hazineye devri ile iddia edildiği gibi özelleştirme sürecinin aksine daha çok kamulaştırma sürecine girilmektedir. Öte yandan belediye paylarından yapılan kesintiler zaten Hazine‘ye ait bir kaynak olduğundan, belediyelerin büyük ölçüde ve İller Bankası‘na borçlu olmaları nedeni ile hukuki bir sorun da bulunmamaktadır.
8) Kredi Uygulamaları
İller Bankası bir ihtisas bankası olup, kredi faiz kararları Yönetim Kurulu‘na aittir. Bu kararlar 2003 yılından beri her zaman belediyeler lehine kullanılmış olup, bundan sonra da böyle olacaktır. Banka, 4759 sayılı mevcut kanununda bütün işlemlerinde özel hukuk hükümleri ile bağlı olmak üzere tüzel kişiliğe haiz banka olarak kurulmuştur. Daha sonra 1990 yılında Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bu banka tanımına açıklık getirerek İller Bankası‘nı bir Kalkınma Bankası olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu‘na göre kredi işlemlerinde Yönetim Kurulu yetkilidir. İller Bankası ticari tarafı da olmakla beraber çalışma ilkesi olarak kâr amacını değil, hizmet amacını ön planda tutmuştur. İller Bankası mevduat toplayan bir banka olmayıp Kalkınma ve Yatırım Bankası olarak mevduat veya katılım fonu kabul etme dışında kredi kullandırması esas olmak üzere faaliyet gösteren veya özel kanunlarla kendilerine verilen görevleri yerine getiren kuruluşlar tanımına uygun olarak faaliyet göstermektedir.
Nitekim yerel yönetimlere daha iyi hizmet götürebilmek amacıyla, yasa tasarısında "Bankacılık Kanunu‘nun karşılıklara ilişkin hükümleri ile diğer koruyucu hükümleri banka hakkında uygulanmaz" hükmü getirildiği görülmüştür. Banka mevcut uygulamada da kredi kabiliyeti olan ve projesi bankaca belirlenen kriterleri sağlayan belediyelere zaten kredi vermektedir. Bu uygulamada herhangi bir değişiklik olmadığı gibi mali kaynağı yetersiz olan belediyelere de 14.10.2006 tarih ve 26319 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan yönetmelik gereğince %75‘ine kadar geri ödemesiz ödenek yardımında bulunmaktadır ve bu uygulamanın artarak sürdürüleceği anlaşılmıştır.
9) Diğer Hususlar
a) Bankaca köylere götürülen hizmetler zaten Köy Hizmetlerinin kurulmasından sonra bu kuruluşa geçmiş, daha sonra da bu görev İl Özel İdarelerine verilen yetki çerçevesinde ve Köydes Uygulamaları kapsamında yürütülmektedir.
b) Banka, yerel yönetimlerin ihtiyaçları için 4759 sayılı kuruluş kanununda yer alan, ancak güncelliğini uzun süre önce kaybeden, yerel yönetimlerin ihtiyaçları için herhangi bir makine ve teçhizat üretmediği gibi, bazı iştiraklerden de Yüksek Denetleme Kurulu Raporu ve TBMM KİT Komisyonu önerileri doğrultusunda çekilmekte olduğu anlaşılmıştır.
c) Öte yandan 1945 yılında çıkartılan 4759 sayılı Banka Kanunu‘nda yer alan yurtdışına öğrenci gönderme uygulaması değişen ve gelişen şartlar gereğince yıllar önce terkedilmiş bir uygulama olduğu anlaşılmıştır.