İÇİNDEKİLER
Bu sayıda (tıklayarak ulaşabilirsiniz)
Klasik İktisat ve Toplumbilim Kuramlarının Günümüz OECD Raporları İle İşgücü Piyasaları Çerçevesinde Karşılaştırılması
Burak GÜRBÜZ
Kapitalist İlişkilerin Politik İfadesi Olarak Devletin Neoliberal Biçimi Üzerine Bir Değerlendirme
Melehat KUTUN GÜRGEN
Türkiye’de Su Yönetiminin Değişen Yüzü: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
Hüsniye AKILLI
Kitap İncelemesi: Türk Aydınına Patrick Haenni’den Bir Anımsatma
Diren ÇAKMAK
Makro ve Mikro Tarih İlişkisi Üzerine Notlar
Christian MEIER Çev: Doğan GÜN
Son Dönem Osmanlı Düşününde Kültürel Değişme Platformu Olarak Batılılaşma: Dr. Abdullah Cevdet ve İçtihat Dergisi Örneği
Cem DOĞAN
ABSTRACTS (tıklayarak ulaşabilirsiniz)
KLASİK İKTİSAT VE TOPLUMBİLİM KURAMLARININ GÜNÜMÜZ OECD RAPORLARI İLE İŞGÜCÜ PİYASALARI ÇERÇEVESİNDE KARŞILAŞTIRILMASI
Burak GÜRBÜZ
Bu çalışmada Tocqueville, Molinari, Colson, Bastiat gibi 1789 devrimi ve Rousseau’cu Cumhuriyet ile sorunları bulunan liberal yazarların eserlerinden vereceğimiz örneklerin bugünkü neoliberal ideolojinin esnek işgücü piyasaları uygulamaları ile uyuştuğunu göstermeye çalışıyoruz. Sonuçta günümüzde çalışma koşullarının ağırlaşması, iş güvencesinin gittikçe azalması, işsizliğin artması ve çalışma hakkının bir hak olmaktan çıkması sonucu bugünkü işgücü piyasalarındaki uygulamalarla 19. yüzyıl vahşi kapitalizmin uygulamaları arasında benzerlikler olduğunu düşündürtüyor. Düşünce bağlamında liberal Molinari’nin özgür işçi ile köle arasında günlük çalışma saati ve çalışma koşulları bakımından bir fark olmadığını söylemesi, Tocqueville ve Bastiat’nın çalışma hakkına ve iş güvencesine doğa yasalarına uymuyor diye karşı çıkması ile günümüz işgücü piyasalarının neoliberal ideolojiye göre yeniden yapılanması arasında hiçbir farkın olmadığını görüyoruz.
Anahtar Sözcükler: İşgücü piyasaları, klasik politik iktisat
KAPİTALİST İLİŞKİLERİN POLİTİK İFADESİ OLARAK DEVLETİN NEOLİBERAL BİÇİMİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Melehat KUTUN GÜRGEN
Bu yazıda sermaye ilişkilerinin toplumsal bir uğrağı ve 1970’ler krizi sonrası yeniden yapılanma sürecinin faili olarak devletin neoliberal biçimi ele alınmıştır. Keynesyen refah modelindeki “müdahaleciliğin” aksine kapitalist devletin neoliberal biçiminde vurgunun “devlet-piyasa karşıtlığı” üzerine yapılması genel kanının aksine iki farklı devlet biçiminin birbirlerine karşıt olduğu anlamına gelmemektedir. Sözkonusu olan, karşıtlıktan çok kapitalist devlet biçimine ilişkin tarihsel bir farklılaşmadır. Zira kapitalist devletin sermayenin üretimdeki egemenliğini düzenlemesine karşın, “tarafsız” bir aygıt olarak görünümü onun genel özelliğini oluşturmaktadır. Bu özelliğin bir yansıması olarak devletin neoliberal biçimiyle özdeş katı/otoriter yapılanmasının “demokratikleşme” söylemi ile nasıl örtüştüğü ise çalışmanın temel sorunsalını oluşturmaktadır. Toplumun politik biçiminin anlaşılmasını amaç edinen bu çalışma, böylece, bir yandan kapitalist ilişkilerin yeni bir biçimi olarak neoliberal devleti kavramsallaştırırken, diğer yandan da dünya kapitalist sisteminin bir üyesi olarak Türkiye’de somutlaşan neoliberal pratikleri anlamlandırmış olacaktır.
Anahtar Sözcükler: Neoliberalizm, Devlet Biçimi, Ekonomi-Siyaset Ayrımı, Güçlü Devlet, Demokrasi
TÜRKİYE’DE SU YÖNETİMİNİN DEĞİŞEN YÜZÜ: DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Hüsniye AKILLI
Ekolojik ve toplumsal bir değer olan su, küresel politikalarla işleyen bir süreç çerçevesinde yerelleşme ve özelleştirmeye konu edilmektedir. Hizmetin sunumunda, sürecin içselleştirme ve ikna araçlarıyla kamusal politika ve kamu yararı anlayışından vazgeçilmektedir. Bu makalede son yıllarda ülkemizdeki hizmetle ilgili kuruluşların yapı ve işleyişlerindeki dönüşüme vurgu yapılmakta ve bu kuruluşlar içinde ana kuruluş sıfatıyla su yönetiminin değişen yüzü olarak nitelendirilen Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün resmi raporları temel alınarak kurumun örgütsel-personel ve mali yapısındaki değişime odaklanılmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Su, Su yönetimi, Küresel su yönetimi, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü.
KİTAP İNCELEMESİ: TÜRK AYDININA PATRICK HAENNI’DEN BİR ANIMSATMA
Patrick HAENNI, Piyasa İslamı: İslam Suretinde Neoliberalizm (Çev. Levent Ünsaldı), İstanbul: Özgür Üniversite Kitaplığı, 2011, 135 sayfa.
Diren ÇAKMAK
İsviçreli siyaset bilimci Dr.Patrick Haenni (doğum yılı 1968), İsviçre’de bulunan Religioscope Instute araştırmacılarındandır. Ortadoğu uzmanı olan Haenni, uzun yıllar başta Mısır olmak üzere pek çok Arap ülkesinde yaşamış ve incelemelerde bulunmuştur. ABD’de bulunan California Berkeley Üniversitesi bünyesinde Kurumlar ve Yönetişim Programı’nda dinler sosyolojisi ve Ortadoğu politikası dersleri ve Hollanda’da bulunan Leiden Üniversitesi bünyesinde Siyaset Bilimi Enstitüsü’nde Ortadoğu’daki radikal ve ılımlı İslami hareketler konulu seminerler vermektedir. İslamcılık, İslami örgütler, İslami burjuvazi, İslami tüketim kalıpları gibi konularda yayımlanmış makaleleri vardır. Avrupa’daki İslam kimliği ve Avrupa demokrasi anlayışı ile ilişkisi bağlamında verdiği konferanslarla dünyada tanınan Patrick Haenni, Arapça başta olmak üzere Ortadoğu’da konuşulan dilleri bilmektedir. 2005 yılında, “L’islam de marché: L’autre révolution conservatrice” ismiyle Fransızca olarak yayımlanmış ve Türkçe’ye 2011’de “Piyasa İslamı: İslam Suretinde Neoliberalizm” ismiyle çevrilerek yayımlanmış olan kitap, Patrick Haenni’nin Ortadoğu uzmanı olarak kariyerinde önemli bir dönüm noktası oluşturmaktadır. Öyle ki, ismi, Oliver Roy’dan sonra Batılı Ortadoğu uzmanları listesinin ikinci sırasına oturmuş gözükmektedir. Bu bağlamda, kitabın, altı yıl gecikmeyle olsa da, Türkçe’ye kazandırılması bakımından Özgür Üniversite’nin önemli bir eksikliğe cevap vermiş olduğunu belirtmek gerekir.
MAKRO VE MİKRO TARİH İLİŞKİSİ ÜZERİNE NOTLAR
Christian MEIER, Çev: Doğan GÜN
Bu çalışma, makro ve mikro tarih ilişkisi üzerine notları ve örneklemeleri içermektedir. Mikro tarihe ilginin nereden geldiği irdelenmiş, her şeyin küçük ayrıntılarda gizli olduğu, mikro alanlar araştırılmadan, makro olayların açıklanamayacağı vurgulanmıştır. Gündelik tarih nitelemesi yerine, mikro tarih demenin daha anlamlı olacağı, sıradan insanların gündelik yaşamı incelendiğinde, ilgili kültür ve çağla bütünleşen farklı biçimlerin ortaya çıktığı belirtilmiştir. M.Ö. 5. yüzyıl Atina örneğinde, makro ve mikro tarihin yakın bir bağıntı içinde olduğu açıklanmıştır. Makalenin sonuç kısmında ise yazar, güncel bir soruna işaret ederek, 1933 ve 1945 yılları arasında Alman tarihinin, mikro ve makro olaylar arasındaki ilişkiyi anlamlandırabilmek için çaba sarf ettiğini ve zorluklar yaşadığını somut örneklerle gösteriyor.
Anahtar Sözcükler: Makro Tarih, Mikro Tarih, Alman Tarihi, Attika, Avrupa, Annales, Nomoloji, İdeoloji
SON DÖNEM OSMANLI DÜŞÜNÜNDE KÜLTÜREL DEĞİŞME PLATFORMU OLARAK BATILILAŞMA: DR. ABDULLAH CEVDET VE İÇTİHAT DERGİSİ ÖRNEĞİ
Cem DOĞAN
Osmanlı İmparatorluğu, özellikle Tanzimat ve II. Meşrutiyet dönemleri arasında birçok kendine özgü karakter yetiştirmiştir. Bu karakterlerin en ilginçlerinden biri de hiç şüphesiz Abdullah Cevdet’tir. Çıkardığı İçtihat Gazetesi’nde fikirlerini yaymaya çalışan Cevdet, ya hep ya hiç mantığı çerçevesinde Batı medeniyetinin tek gerçek medeniyet olduğunu ve eğer Osmanlı Batı’yı örnek alarak yıkılmaktan kurtarılacaksa sorgusuz bir biçimde ve tamamen bu medeniyetin taklit edilmesi gerektiği görüşünü savunmuştur. Bu yönüyle Cevdet, II. Meşrutiyet’in Batıcılığı savunan fikir akımı içerisinde yer alan entelektüellerin en uç noktasını temsil etmektedir. Bu çalışmada, bir yandan Abdullah Cevdet’in yaşamı ve çalışmaları hakkında genel bilgiler verilirken; öte yandan da Cevdet’in Batılılaşma hakkındaki görüşleri İçtihat Gazetesi’nde kaleme aldığı makaleler ve telif eserleri üzerinden okunmaya çalışılacaktır.
Anahtar Sözcükler: Abdullah Cevdet, Batılılaşma, İçtihat Dergisi, Ziya Gökalp, Osmanlı İmparatorluğu, Kültür, Medeniyet.