Bu Sayıda
Atilla Güney
Kuruluş Döneminde İstanbul'un İktidar Savaşı
TEVFİK ÇAVDAR
Sosyal Devlet ve Yerelleşme
BİRGÜL AYMAN GÜLER
Mali Anayasada Değişiklik: 5018 Çözümlemesi
KAMİL KARATEPE
Düzenleyici Etki Analizi: Yasamayı Erksizleştirme Aracı
SONAY BAYRAMOĞLU
Türkiye'de Uluslararası Alana Yeni Bir Eklemlenme Yolu: Bağımsız Düzenleyici Kurumlar
TEKİN AVANER
Girit Vilayet Nizamnamesi
CENK REYHAN
İçindekiler
KURULUŞ DÖNEMİNDE İSTANBUL‘UN İKTİDAR SAVAŞI VE "TANİN" ÖRNEĞİ (1923-1925)
Tevfik ÇAVDAR
Medeniyetlere ev sahipliği yapmış, uzun zaman imparatorluk başkenti olmuş İstanbul‘un ekonomik ve kültürel açıdan ayrıcalıklı konumu, siyasal alandaki ayrıcalıklı konumunu pekiştirmiştir. Bu konumunun elinden alınacağını düşünen İstanbul halkı, Kurtuluş Savaşından sonra Cumhuriyet devrimlerinin hayata geçirildiği dönemde Ankara ile iktidar savaşına girmiştir. Ankara‘nın başkent olması İstanbul çevrelerince benimsenmemiş, İstanbul Matbuatı bu muhalifliği sert biçimde yansıtan yazılara yer vermiştir. Babıâli‘ye her zaman yakın duran İstanbul‘un, Ankara muhalefeti ile ilişkileri artmış, Meclisin ikinci grubunun yani muhalefetin sözcüsü konumuna gelmiştir. İstanbul matbuatı bu nedenle İslami ve gerici kesimlerin odağı haline gelmiştir ama bunu gözden kaçırmıştır ya da kaçırmak istemiştir. Bu muhalifliğin dozajı Takrir-i Sükûn yasasına kadar artmış, yasanın çıkması ile İstanbul Ankara‘nın egemenliğini kabul etmiş gözükmüş ve muhalefet gerilemiştir. Bu makalede Cumhuriyetin kurulması ile başlayan ve Takrir-i Sükûn yasasının çıkmasına kadar geçen sürede, İstanbul‘un Ankara‘ya karşı egemenlik savaşı, İstanbul Matbuatından muhalefetin tipik bir örneği olan "Tanin"den örneklerle gösterilmektedir.
SOSYAL DEVLET ve YERELLEŞME
Birgül AYMAN GÜLER
Sosyal devlet, en dar haliyle sosyal yardım, biraz daha geniş anlamıyla sosyal güvenlik, ama tam içeriğiyle toplumsal görevleri vergilendirme esası temelinde bölüşüm politikaları çerçevesinde yerine getiren sosyal devlet olmak üzere üç boyuta sahiptir. Yönetişimci ya da düzenleyici devlet, sosyal yardımı gönüllü kuruluşlara ve yerel yönetimlere devrederken, sosyal güvenliği mali piyasaya devretmekte, sosyal devlet türünü tümüyle tarihe gömmektedir. Bu tasfiye tekelci sermaye kesimi için kazanç, halk kitleleri için kayıp anlamına gelir. Tekelci sermaye, yönetişimci/düzenleyici devletle siyasal-yönetsel iktidara açık kimliğiyle doğrudan yerleşmekte, "piyasa-devlet uzaklığı" kendi açısından ortadan kalkmakta, bu nedenle de sistem ona göre demokratikleşmektedir. Halk kitleleriyse iktidar kanallarından tümüyle uzaklaştırılmakta, devlet halkın karşısına, araya yerleştirilmiş gönüllü örgütler perdesi ardında duran ‘yoksullukla mücadele devleti‘ olarak çıkmakta, "toplum-devlet uzaklığı" daha da artmakta, bu nedenle sistem diktatoryal özüyle açığa çıkmaktadır. Sosyal devletin savunulması, çağdaş toplumsal mücadelenin yapı taşlarından biri olarak görülmelidir.
MALİ ANAYASADA DEĞİŞİKLİK SORUNU: 5018 Çözümlemesi
Kamil KARATEPE
Türk mali yönetim sistemi Cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun olarak merkezi üniter bir yönetim modeline göre oluşturulmuş ve sistem "mali anayasa" olarak nitelendirilen 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu‘yla düzenlenmişti. 1980‘li yıllarda neoliberal anlayışla kamu mali yönetim sisteminde başlayan aşındırma süreci, 1990‘lı yıllarda uluslararası örgütlerin baskı ve dayatmalarıyla merkezi mali gücün, merkezi ulus devlet ile birlikte parçalanması ve dağıtılması noktasına ulaşmıştır. Bu sürecin bir dayatması olan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu‘yla Maliye Bakanlığı ve neoliberal anlayışa göre "zorunlu bir fena" olan merkez devlet tasfiye edilmekte ve piyasacı anlayışa göre "harcamacı kuruluşları esas alan" yeni bir yapı kurulmaktadır. Yeni yapı kamu mali yönetim ve denetim sistemini özel şirketlerin paralı "bağımsız" denetimine açmak için yasanın öngördüğü 4.465 harcamacı kurumun 4.200‘ne iç denetçi atamayarak denetim açığı yaratmakta ve 1.1.2006 tarihinden itibaren bu açık sürdürülmektedir. 5018 sayılı yasanın merkezi üniter devlet sistemi, bakanların sorumlulukları ve dış denetim konularında Anayasa‘ya aykırılığı ise devam etmektedir.
DÜZENLEYİCİ ETKİ ANALİZİ: Yasamayı Erksizleştirme Aracı
Sonay BAYRAMOĞLU
Düzenleyici etki analizi, düzenleyici devletin karakterini yansıtan araçlardan biridir. Mevcut ve yapılacak düzenlemelerin piyasaya etkilerini, özellikle maliyetini hesaplamaya dayanan bu analiz, kamu politikası belirleme sürecini ve karar alma sürecini de kendi sonuçlarına tabii kılacak biçimde yeniden biçimlendirmektedir. Yasama ile yürütme arasındaki ilişkileri, karar alma mekanizmasını ve politika belirleme sürecini değiştiren DEA, düzenleyici devletin işleyiş mekanizmasını yansıtmaktadır. Bu çerçevede yasama erkinin yeri giderek silikleşmeye başlamaktadır. Düzenleyici etki analizi, birçok kapitalist ülkede düzenleyici reformların bir parçası olarak yürürlüğe girmektedir.
Yazı, DEA‘nın kimi siyasal sonuçlarına odaklanarak Türkiye‘deki gelişimi ele almaktadır. Türkiye, Ocak 2007‘den itibaren yasa tasarılarının potansiyel ekonomik faydalarını ve maliyetini değerlendirme kararı almıştır. Bugün, DEA küresel ticaret ve yatırım piyasalarına eklemlenen gelişmekte olan ülkelerde yönetişimin bir normu haline gelmektedir. Bu makale, bir karar verme aracı olarak DEA‘nın, emekçi sınıfların siyasal taleplerini siyasal alandan dışlama suretiyle yasama erkini siyasal sistemin ana öğesi olmaktan çıkarmaya yöneldiğini göstermektedir. Kapitalist devletler, küresel ve yerel sermayenin çıkarlarının düzenleyici aracı kurumu olmaya başlamaktadır. Temsili demokrasinin kapitalist rejimi, demokrasiden vazgeçerek kendi krizlerinden kurtulmaktadır.
TÜRKİYE‘DE ULUSLARARASI ALANA YENİ BİR EKLEMLENME YOLU: Bağımsız Düzenleyici Kurumlar
Tekin AVANER
Türkiye‘de serbest piyasa sistemine geçişle birlikte Bağımsız Düzenleyici Kurumlar (BDK) adı verilen ve gittikçe yaygınlaşan yeni idari özelliklere sahip kurumlarla karşılaşılmıştır. Bu kurumlar henüz çerçeve bir kanunla tek biçeme kavuşamasalar da bir kez kurulur kurulmaz küresel ilişkilerin ortasında kalmışlardır. BDK yapılanmasının geleneksel yapıyı, hem iç hem de dış ilişkiler bakımından kırması ve yeni ilişki biçimleri ile yeni özneler oluşturmaya başlaması, yazının temel sorunsalını oluşturmaktadır. Ancak BDK‘ların, uluslararası örgütler, ulus-devletler gibi diğer dış politika aktörlerine göre sürece girişi henüz erken dönem olarak görülmelidir, dolayısıyla da bir dış politika aktörü olarak etkinlikleri henüz bunlarla karşılaştırılmamalıdır. BDK‘lar kendi sektörel alanlarındaki uluslararası kurumlar ile çeşitli ilişkilere girmektedirler. Bu ilişkilerin niteliği kuruluş yasalarından yola çıkılarak araştırılmakta ve değerlendirilmektedir.
GİRİT VİLÂYET NİZAMNAMESİ
Cenk REYHAN
Girit İsyanı, Yunan "megali idea"sının/büyük hayalinin gerçekleşmesi sürecinin bir parçasıdır. Yunan İsyanı ve sonrasında (1821-1832) yapılan bir dizi antlaşma ve protokol ile bağımsız Yunanistan‘ın sınırları çizilse de Mora Yarımadası ile sınırlı bu ülke megali ideanın sadece ilk aşaması idi. Megali Idea açısından Rumların yaşadığı birçok bölge gibi Girit de bu sınırların dışında kalmıştı. Hâlbuki aşama-aşama Ege Denizi‘ne egemen olunacak, Kuzeye doğru Teselya, Epir, Makedonya ve Trakya ele geçirilerek Ege Denizi çevrilecek; sonraki aşamalarda, Güney‘de Girit ve öteki adalar alınarak Ege Denizi bir Helen gölü yapılacaktı. Sonrasında Doğu Ege Adaları ve hatta Batı Anadolu kıyıları da zapt edilip Ege Denizi tamamen Helen egemenliğine alınacaktı. İncelememizde, bu sürecin, Girit örneğinde, Osmanlı Doğu Akdeniz‘inde uygulanma stratejisini oluşturan "Girit Vilâyet Nizamnamesi"ni yayımladık.
Künye
Sayı Editörü
ATİLLA GÜNEY
Yayın Kurulu
ÖRSAN AKBULUT
AKİF ARGUN AKDOĞAN
FARUK ATAAY
SONAY ÖZUĞURLU
KÜBRA ÇAMUR
TAYFUN ÇINAR
CENK REYHAN
Danışma Kurulu
YÜKSEL AKKAYA
ŞİNASİ AKSOY
ADALET ALADA
TEVFİK ÇAVDAR
OYA ÇİTÇİ
MUZAFFER İLHAN ERDOST
ÖZER ERGENÇ
GÜNGÖR EVREN
KURTHAN FİŞEK
CEVAT GERAY
ATİLLA GÖKTÜRK
ALPASLAN IŞIKLI
BİLSAY KURUÇ
TÜRKEL MİNİBAŞ
CEM SOMEL
MÜMTAZ SOYSAL
OKTAR TÜREL
İZZETTİN ÖNDER
GÜLSER KAYIR
TAYFUN ÖZKAYA
TÜLAY ÖZÜERMAN
BİRKAN UYSAL
Genel Yayın Yönetmeni
BİRGÜL AYMAN GÜLER
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
ZÜHAL DÖNMEZ
Yazı İşleri Müdürü
ASLI YILMAZ